estambul tours ve allah bilgileri67

estambul tours ve allah bilgileri67 

sizlerre bugün en güzel bilgileri yazan estambul tours diyorki mealindeki âyetin bu kısmına, Zeyneb’le evlenmen elbette tahakkuktj. çektir, diye tefsir etmeleri bunu doğruluyor.Allahtı Teâlâ’nın Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)in ile olan hususu. Peygamber (aleyhisselâm)\n Zeyneb’le evlenmesindtj başka bir şeyle açıklamaması bu doğrulamayı daha da açıklıyor. Buja delâlet ediyor ki. Peygamber (aleyhisselâmj\n içinde gizli tuttulujo Allah’ın kendisine bildirdiğidir.
Allahtı Teâlâ’nın bu kıssa hakkındaki:

“Allah’ın peygamber için taksim ve takdir ettiği şeyde (Zeyneb’iktt. dişine helâl kılmakta) peygambere hiçbir vebal yoktur. BundanöDct{t. çen peygamberler hakkında da Allah’ın sünneti (kanunu) böylt^ Allah’ın emri gerçekleşmiş bir hüküm bulunuyor” (628), sözü delâlet ediyor ki, bu işte Peygamber (aleyhisselâm)\n hiçbirvtlal yoktur.
Taberî diyor ki: Peygamber (sallallahu aleyhi vese//em)denönctp çenlere helâl kılmış olduğu işlerden aynısını peygamberin işlemesiyleAM O’na günah yazmaz. Bu hususta Allah buyuruyor ki:
“İşte bundan evvel geçen münafıklar hakkındaki Allah’ın (azab)b nunu böyledir. Allah’ın kanununu değiştirmeye asla imkân bulamusa (629).
(Bu âyet-i kerimedeki “bundan evvel geçenlerin” kısmını bundan er-vel geçen peygamberler diye mânâlandırdığı için musannif şöyle lefa ediyor): yani, peygamberlerden daha evvel gelenlere, helâl kılınanhr suslarda.
Eğer Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)\n içinde gizlediğihıras, Katâde’nin rivayet etmiş olduğu hadîste zikredildiği gibi, Peygambe (aleyhisselâm)uı Zeyneb’i gördüğü zaman hoşuna gittiğini veonunhfl-lenmek niyetine girip Zeyd’in Onu boşamasını istediği doğru ise,buDİ çok büyük bir vebal olurdu. Dünya hayatının zinetinden nehyolundu ğu için kendisine yaraşmayan şeye göz dikmiş olurdu. Vebu, pe\tu> herlerin vasıflanmadıkları ve rıza göstermedikleri mezmu m olan haşefe tâ kendisi olurdu. Nasıl olur da peygamberlerin efendi sinden bu iş» dır olur?
Kuşeyrî diyor ki: Bu (yani peygamberin kalbine onunla evlenmese^ dası düşmesi ve Zeyd’in onu boşamasını islemedi) sözü söyleyen içini»
yük bir cürettir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ve O’nun üstünlüğü hakkındaki bilgisinin a/lığıdır. Nasıl olur da "Zeyneb’i gördü ve hoşuna gitti” denir ki, Zeyneb, F’eygamberin (sallallahu aleyhi veseUem) halasının kızıdır. Onu f’eygamber (aleyhısselâm) küçüklüğünden beri devamlı olarak görüyordu. Zeyneb’le evlenmezden evvel kadınlar Peygamber (aleyhisselâm)ûdin kaçınıp gizlenmezlcrdi. ZeynebMe evlenmesi, ogulluğıınun boşamış olduğu kadını almanın câiz ve helal olduğunu beyan etmek içindir. Nitekim Allahü Teâlâ buyuruyor ki:
‘‘Muhammed (aleyhissalâlu vesselam, si/den olma Zeyd gibi) erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; fakat O Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir” (630).
”... Ne zaman ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti, biz onu sana zevce laptık ki, oğullukların ilişkilerini kestikleri zevcelerini nikâhlamakta mu'-minlere bir günah olınasm...” (631).
Aynı görüş tbn l-urek’icn nakledilmiştir. Ehu el-Leys es-Semerkandi diyor ki, eğer şöyle bir soru varid olursa:
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)\n, Zeyd’c zevcesini nikâhında tutmasını (onu boşamamasını) emretmesinde ne fayda vardır?
Cevap:
Gerçekten Allah (ccUe celâlıihu) Peygamberine (sallallahu aleyhi ve selleaO Zeyneb'\n (er geç) kendi zevcesi olacağını bildirdi. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Zeyd'e karısını boşamasını yasakladı. Çünkü Zeyd’le karısının arasında ülfet yoktu. Allahü Tcâlâ’mn kendisine bildirdiğini peygamber gizli tuttu. Zeyd, Zeyneb'i boşadığı vakit. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) insanların oğlunun karısı ile evlendi demesinden korktu. Bunun üzerine Allahü Teâlâ ümmetine böyle izdivaçlar mübah olsun diye Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellern)e Zeyneb’i nikâhlamasmı emretti. Nitekim Allah (cellecelâluhu) buyuruyor:
“Ne zaman ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti, biz unu sana zevce yaptık ki, oğullukların ilişkilerini kestikleri zevcelerini nikâhlamakta mü'-minlere bir günah olmasın” (632).
Denilir ki. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)\n Zeyd’e karısını tutması, onu boşamamasını emretmesi, nefsinin heva ve hevesini reddetmek, şehevî isteğini kesmek için idi. Bu söz. Peygamber (sallallahu aleyhi vesetlem)c Zeyneb’i ansızın gördüğünü ve onun güzelliği hoşuna
(6)0) Ah^ab .Sûresi, .lyei: 40. (6.H) Atı/;ıb Sûresi, ûyel; '7. (6)2) Ahzab Sûresi. Jyet; 37.
gittiğini caiz gördüğümüz zaman ancak muteber olur. Bu gibisi (yjj ansızın görüp hoşa gitmek) inkâr olunmaz. Çünkü Âdem oğlugint;, gördüğü zaman ona meyletme, ondan hoşlanma tabiatında yaraiılmıy, tır. Ansızın bakış ise bağışlanmıştır. Sonra Peygamber faleyhıssdiır^ O’nu görmekten nefsinin isteğini kesmiştir. Zeyd’e de onu boşamaiıp tutmasını emretmiştir. Bu hususta inkâr edilecekler ancak bazımûtö. sirlerin kıssada ziyade olarak zikrettikleri sözlerdir. Bu konuda plâtf itimad edilecek olan Ali b.Hüseyn’dcn rivayet ettiğimiz a. Semerkandî'nin rivayet ettiği husu.stur ki, İbn Ata’nın görüşü deböyk. dir. Kaadı el-Kuşeyrî de bunu doğrulayıp güzel görmüştür.
Ebu Bekr b.Furek, bu söze itimad ederek diyor ki: İbn Furek'in^ mad ettiği husus müfessirlerden ehl-i tahkikin verdiği mânâdır, IbnFıı rek de, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu konuda içindekiın aksi olan şeyi açıklamaktan münezzehtir. Allahü Teâlâ O’nu: “Allah'ın peygamber için (aksim ve takdir ettiği şeyde peyKanbm hiçbir vebal yoktur” sözü ile bu husustan beri ve münezzeh kılıtusti! diyor.
İbn Furek (devamla) diyor ki;
Bunu kim Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) (yaptı diye)zan«İ3 .se o kimse açık bir hata yapmıştır. Âyet-i kerimedeki korkununmiı& sı,utanmaktır. Yani; insanların oğlunun zevcesiyle evlendi demelerinde haya ediyordu. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selleıu)\n insanlatdt! hayâ etmesi ise, münafıkların, Yahudilerin, oğulların kötü haberyajm | lan ve oğuUann zevceleriyle nikâhlanmayı nehyettikten sonra, kendioğhıne 1 zevcesiyle evlendi diye söz yayarak Müslümanların arasına fitneveft-sad .sokmalarından korkuyordu. Allahü Teâlâ, bunun için Peygaınbc (sallallahu aleyhi ve sellenıjc s\lcm etti ve kendisine oğulluğununzevet .sini (ilişkisini kestikten sonra) nikâhlamasını helâl kıldığı hususla in» ların sözlerine iltifat etmesinden O’nu uzaklaştırdı. Nitekim Alli Tahrîm sûresinin (birinci
“Ey Peygamber! Zevcelerinin gönül rızasını arayarak Allıh'msju helâl kıldığını niçin haram edersin” sözü ile zevcelerinin rızasınaliaştı ettiği için kendisine sitem etmiştir,
Allahü Teâlâ’nın buradaki:
İnsanlardan da (bu hususta) korkuyordun. Halbuki 0, kendi» den korkmana daha lâyıktır” sözü de böyledir.
Haşan Basrî ve Hz. /4/ye’den (radıyallahu anhâ) rivayet edilmi,w "Eğer Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiyden birjtyfjt miş olsaydı bu âyet-i kerimeyi gizlerdi. Çünkü bu âyette kendimDİe şilem ve içinde gizlediği şeyin açıklanması vardır" (633).
(fyjy) lınaın Tintıizl, Sunen. Ebvabu Tel’iir’l-Kur’ûn Tefsıru Sureıu'I Ah7.ıb’da 320SN»kK ■İw (r.a.) dnn c<eri ı.ıbrıc cımislir.
Peygamber (sallallahu aleyhi vc sellem)\n lum ahvalindeki bütün sözlerinde hilâf-ı hakikat konuşmaktan masum olduğu sabit olmuştur. Peygamber (aleyhisselâm)\a bütün sözlerinde kendisinden yalan sadır olması kasdi olsun, sehven olsun, hasta iken, iyi iken, ciddi vc şaka konuşmalarında, öfkeli iken vc öfkesiz iken şüpheli konuşması vaki değildir. Fakat şu. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellenıhn vasiyyeti hakkında rivayet edilen hadîs i şcrîfin mânâsı nedir?
Bize hadîsi. Kadı eş-Şehid Ebu Ah, Kadı el- Velid, Ebu Zer, Ebu Mu-hammed, Ebıı’l-Heysenı, Ebu-lshak Muhatnmed b. Yusuf, Muhammed b. İsmail, AH b. Abdullah, Abdurrezzak b. Hemnıam, Ma'iner, Ez-Zührî, UbeyduUah b.Abdullah, tbn Abbas'ian rivayet etmişlerdir. Diyor ki:
—Peygamber (sallallahu aleyhi vesellenı)\n eceli yaklaştığı vakit, evde (akraba vc ashabından) adamlar var iken şöyle buyurdu:
—Gelini/, ben si/e öyle bir kitap ya/ayım ki, onunla amel ettikten sonra asla sapıtmazsım/.
Bunun üzerine (evde bulunanlardan) bir kısmı (ki o Ömer'dir) dedi ki;
—Gerçekten Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)e ağrı galebe çalmıştır. (Yani, bizde Allah’ın kitabı vardır. O bize kâfidir).
Bir rivayette ise Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem} şöyle buyurdu;
—Yanıma geliniz. Size öyle bir kitap yazayım ki, benden sonra ebe-diyyen .sapıtmazsınız.
Evde bulunanlar münakaşaya tutuştular, dediler ki: O’na Peygamber (aleyhısselûın)a. ne oldu, yoksa sayıklıyor mu? Gerçeği öğrenmek için kendisinden sorunuz. Bunun üzerine Peygamber (aleyhısselârn) şöy\c buyurdu;
—Beni bırakınız. Zira benim bulunduğum o şey (Rabbimi murakabe etmem, kalbimi kontrolde bulunmam sizin münakaşa etmenizden) daha hayırlıdır.
Hadîs-i şerifin rivayetindeki bazı yolda şöyle varid olmuştur: (İçlerinden biri dedi ki): Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hiç sayıklar mı?
Bir rivayette de Peygamber (aleyhisselânı) sayıkladı mı? Diğer bir rivayette de Peygamber (aleyhisselânı) terkolundu mu? diye varid olmuştur. Hadîs-i şerifin geliş yollarının bazısında şöyle varid olmuştur; Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi:
—Gerçekten Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)in ayrısı şiddetlendi, hastalığı ağırlaştı. Bizim yanımızda Allah’ın kitabı vardır ki, O
bize kâfidir. (Konuşma sesleri öyle çoğaıdı ki, kimin nc dediği bellioj, muyordu). Bunun üzerine, (Çekilin yanımdan) buyurdu ((ileyhısselönij
Bir rivayette de. evde bulunanlar ihtilâf eltiler. Aralarında mtınaka^»^ başladılar. Onlardan bir kısmı;
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bir kâtip gelirin. Peygamba size kitap yazsın. Bir kısmı ise;
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) (bedenine arız olacak) hasta lıklardan dolayı şiddetli sancıların ve baygınlık gelmesinden, bedeninin zahirine buna benzer hususların arız olmasından masum değildir. Pe*. gamber (.sallallahu aleyhi ve sellem) ağır hasta iken, mucizesini yereeti, şeriatını fesada götürecek sayıklamaktan, noksan ve apık-sapık konu,t maktan masumdur. Buna göre hadîsi “HECERE" diye rivayet edcnııı rivayeti doğru değildir. Çünkü bunun mânâsı sayıklamaktır. Sayıkladr ğı vakit “HECERE-HECREN” denir. Söylenmesi çirkin görülenbirsö; söylediği vakit de “EHCERE HÜCREN” denir. Bu hadîsin rivayetin, de en doğru ve evlâ olan yazılmasın (birşey yazmaya ihtiyaç yoktur)dı-yenlerin sözlerine göre istifham hemzesiyle ‘‘E’HF.CERE" yani, (sayıklamadımı anlamına) olarak rivayet edilendir.
Zührî’nin hadîsini rivayet ettikleri gibi, bu hadîsin rivayetinden alıp ettiğimiz rivayetimiz de böyledir. (Yani istifham hemzesitk “E’HECERE” diyedir).
Muhammed b. Selâm'm tbn Uyeyne’den rivayet ettiği, El-Asîlî’ninkitabındaki kendi hattı ile zabtı, başkasının rivayeti de bu isnadyoluık rivayet edilmiştir. Yine biz bu hadîsi, Süfyan b. Uyeyne’t '.tı rivayetinda olmak üzere Müslim’den ve başkasından rivayet ettik. İstifham herazt-sinin hazfiyle “HECERE” diye rivayet edenin rivayeti bunun (y^nııs-tifham hemzesiyle rivayet edilene) hamlolunur. Veyahut şöyle denir: Bu sözleri yani; sayıkladı veya sayıklamadı mı? diyen kimse, Peygarate (sallallahu aleyhi ve sellem)\n durumunun ağır olduğunu müşahedeö-ti, ağır ve şiddetli sancılara tutulmasından dehşete düştü. Çünküoa aralarındaki münakaşadan dolayı, peygamberin yazma isteğineujiıp uyulmaması konusunun ehemmiyetine binaen bu sözü söyleyen nedr diğini bilemiyordu, hattâ bu sözü söyleyen kendi ağzından çıkan sözün farkında bile değildi. Bunun için sayıklama veya kötü konusmıy ifade eden kelimeleri Peygaınber (sallallahu aleyhi ve^eZ/f’injinağırtıar talığı yerinde kullandı. Yoksa bunu söyleyen Peygamber fu/ey/ıisseW sayıklayacağına veya kötü konuşacağına asla inanmaz ve ihtimalvtt mez. Nitekim onlar korkmayı korunmasına hamlettiler.
'*... Allah seni insanlardan koruyacaktır. îjuphc yok ki Allah, kâfirler loplııluRuna mtıvaffakıyyet vermeyecektir f634).
“K’HIJCREN'' (yanı; sayıklama mı?) diye hadîsin rivayet edilmesine gelince ki, bu Ehu Ishak cl-Mustemirn\n Sahih-ı Bıı/ıorrdckı rivayetidir. O da Kuteybe'nm rivayetinden, Ibn Abbas (radıyallahu anbilma)(ian, tbn Cııbeyr'm rivayetidir. Bu rivayet Peygamber (sallat-lubıı aleyhi ve sellem)\n yanında ihtilâfa dıişen, bir kısmının, diğer bir kısmına söyledikleri sözdür. Yani; Peygamber (saltallahu aleyhi vesel-lem)\n yanında kötü, cifkin söylüyorsunuz.
Bilginler bu hadîs-i şerifin mânâsı hakkında ihtilâf ettiler. Peygamber (sallaüahu aleyhi ve sellem)\n onlara, kendisine kırlaş getirmelerini emrettikten sonra nasıl ihtilâf ederler?
Bilginlerin bir kısmı diyor ki; Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)\n emirlerinin vacip olması, meııdup olması veyahut mübah olması karinelerle anlaşılır. Belki, (evde bulunanların) bir kısmına. Peygamber (aleyhisselâm)\r\ sözlerinin delâletinden anladıkları husus zahir olmuştur ki. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selleınfm buyurduğu kesin bir emir değildi. Bilâkis, öyle bir emir idi ki, onların ihtiyarına bırakmıştı. (Evde bulunanların) bir kısmı ise bunu anlamadılar da. Peygambere (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hususu sorup öğrenin dediler. Vakta ki onlar aralarında ihtilâf ettiler (bir şeyde karar kılamadılar) Peygamber (aleyhisselâm) emrinden vazgeçti, (^ünku bu emri kesin değildi. (Çünkü kesin bir emir olsaydı Peygamber (aleyhisselâm} onu terketmezdi.) Hz- Ömer (radıyallahu anh)m reyini doğru görmeleri de (peygamber de dahil olmak üzere) peygamberin emrini terketmesine sebcb olmuştur.
Sonra bu bilginler dediler ki; Hz. Ömer (radıyallahu anh)m bu işten kaçınması, ya o halde iken kitabı yazdırmasını üzerine almasından kendisi zahmet ve meşakkat çekeceğinden korkmasından idi. Nitekim Hz. Ömer (radıyallahu anlı):
—Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) hastalığı ağırlaştı, demiştir. Veyahut da Hz. Ömer (radıyallahu anlı) Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)\n, ümmetinin yerine getirmekten âciz kalacağı ve böylece emirlerine muhalefet etmek suretiyle günaha uğrayacakları hükümleri yazmaktan korktuğu için. Hz. Ömer, bu işlerde ümmet için daha uygun olan şeyin, içtihadın geniş tutulması, maksadın açıklanması için geniş düşünülmesi ve doğruyu talep olduğunu görüyordu, Böylece içtihadında isabet eden de, hata yapan da sevap almış olur diyordu. (İçtihadında isabet edene iki, hata edene bir sevap yazılır). Hz. Ömer (radıyallahu anlı) dinin esaslarının teessüs edip şeriatın tekarrur etliğini biliyordu. Ve Allahü Teâlâ buyurmuştur ki:
K'.t-t) M.'üJc Sürı"ıi. âycı: tıZ,
estambul tours yazdı ve sunuyor..