estambul tours ve sosyoloji bilgilerimiz
estambul tours ve sosyoloji bilgilerimiz evet arkadaslar sosyoloji konusunda diyorumki leştirici rolünü önde tutarak, düzenli ve .sarsıntısız bir ilerlemeden yanaydı. Gelene^, yapıya akılcı ve bilimsel temeller getirmeyi gerekli görmekle birlikte, imparatorluğundağılmasını önleyecek seçkinci otoriter bir yönetimi savunuyordu. Bu görüşleriyle aclç^ merkeziyet’ ilkesini .savunan Prens Sabahaddin'den ayrılıyordu. Kimi zaman onaya kan kopmalara karşın Ahmet Rıza Bey, Jön Türk hareketinin sürekliliğini .sağlamada hç, zaman toparlayıcı \e say-gın bir imge oluşturdu. Görüşlerinin yanı sıra ilkelerine bağij^ mücadeleci kişiliğiyle de dönemin siyasal ortamında etkin bir rol oynadı.
İttiliat ve Terakki'nin lider kadrosundaki iki farklı çizgi, günümüzdeki yönetim anlayışını da
etkilemeye devam etmektedir. Bu cemiyetin liderlerinden Ahmet Rıza Bey merkeziyetçi, devletçi ve otoriter bir yönetimden yanaydı. Karşıt grubun temsilcisi olan Prens SabaJıaddin ise Adem-i Merkeziyet ve Teşebbüs-i Şahsî esasma dayalı bir idareyi sas'unuyordu. İttihat ve Terakki içinde AJımet Rıza Bey’in yönetim anlayışını benimseyen kadro egemen olduğu için, merkeziyetçi seçkinci ve otoriter eğilimler, II- Meşruti- ' yet Döneminde devletin resmî politikası haline geldi ve kamu bürokrasisi bu çerçevede :estambul tours :: estambul tours şekillendi
Mütareke döneminde birleştirici girişimlere yönelenlerden biri olan Ahmet Rıza Ş Bey, partiler arası veya partiler üstü bir topluluk oluşturmuştur. Amaç barış davası ve dış ; politika meselelerinde millî bir program saptamak, ‘siyasal hayat hakkımızı korumak j için' önlemler almaktır. Bu girişime Vahdet-i Millîye (Millî Bmlik) Heyeti (6 Mart 1919) J adı altında bir süre çaba harcamışsa da, ömrü uzun olmamış, o dönemin seçkin isimle- i rini toplamakla beraber Anadolu’da başlayan Müdafaa-i Hukuk hareketine ayak uydu- ji ramadığmdan etkinliğini kaybetmiştir. {i
Gerek toplumbilim tarihi açısından ve gerekse Türk siyasi tarihi açısından Ahmet Rıza Bey'in yaşamı, fikirleri ve eylemleri dikkatle değerlendirildiğinde, tarihimizin son >rtiz yıldaki kaosunu daha iyi anlayabiliriz. Bir zamanların efsane ismi olan Ahmet Rıza Bey, İttihat-ı Terakki Cemiyeti’nin kurucusu ve başkanı; 19 yıl gibi bir süreyi Paris’te sürgünde geçirmiş; orada muhalif basımn en başarılı, en sürekli örneklerinden birinin (Meşveret) başyazarlığını yapmış; Abdülhamit yönetimini en fazla sarsan ve sallayan eleştirilerin sahibi; Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi’nin Reisliği döneminde mücadeleci ve va-tan.sever kimliğinden ve kişiliğinden ödün vermemiş bir devlet adamı ve nihayet Cumhuriyet Döneminde çiftliğinde sessizce ölümü bekleyen unutulmuş bir isim
Ahmet Rtza Bey
Kaynakça
Alkan, A. T. (1992). İkinci Meşrutiyet Devrinde Ordu ve Siyaaet. Ankara: Cedit Neşriyat.
Apak, R. 0988). Yetmişlik Bir Sıtbaynn Hatıraları. Ankara: T T K. Yay.
Aydemir, Ş. S. (1976). Tek Adam. CiU 1. İstanbul: Remzi Kitabevl,
üayur, Y. H. 0991). Türk İnkılâp Tarihi. Ankara: Türk Tarilt Kurumu Basımevi.
Bayur. Y. H. (1940). Türk İnkılâbına Bakışlar. Cilt I. İstanbul. T T K. Yay.
Belge. M. 0983). Tarihi Gelişim Süreci İçinde Aydınlar. Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi. Cilt l. İstanbul: İletişim Yayınları,
Berkes, N. (1985). Felsefe ve Toplumbilim Yazılan. İstanbul; Adam Yay.
Bnıhl, L. L. (1970). Augusie Comte Felsefesi ve Sosyolojisi. (Çev: Z. F. Fındıkoğlu).
İstanbul.
Çavdar, T. (1978). Türkiye’de Burjuva Demokratik Düzene Yönelik İlk Hareketler.
Ülkü Dergisi, (4).
Çavlı, R. 0947). Alımet Rıza’run Hayatı ve Pozitivizmle Alakası. !ş Mecmuası, (69-70-71). Ebüzziya, Z. (1989). jön Türk Hareketi Liderlerinden ve Türk Siyaset Adamı Ahmet Rıza. İslam Ansiklopedisi. Cilt II. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay.
Erkul, A. (1982). Prens Sabahaddin. Türk Toplumhilimcileh /, (Hz. Emre Kongar). İstanbul: Remzi Kitabevi.
Erkuİ, A. (1993). Toplumbilimci Kimliğiyle Behice Boran. C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, (18). Erkul, A. (1999). OsmanlI’da Sosyolojinin Doğuş Koşulları ve Üç İsim: Ahmet Rıza-Prens Sabahaddin ve Ziya Gökalp. Yeni Türkiye, (33). İstanbul.
Erişirgil, M. E. (1984). Bir Fikir Adamının Romanı Ziya Gökalp. İstanbul; Remzi Kitabevi. Fındıkoğlu, Z. F. (1962). Auguste Comte ve Ahmet Rıza. İstanbul.
Güngör, E. (1986). Dünden Bugünden. İstanbul: Ötüken Yayınlan.
Koçer. H. A. (1974). Türk Sosyologları 1. Ankara.
Korlaelçi. M. (1986). Pozitivizmin Türkiye'ye Girişi. İstanbul: İnsan Yayınlan.
Mardin, Ş. (1983). Jön Türklerin Siyasi Fikirleri. İstanbul: İletişim Yay.
Meriç, C. i\995) Jarnal II. İstanbul:estambul tours :: estambul tours İletişim Yay.
Petrosyan, Y. A. (1974). Sovyet Gözüyle Jön Türkler. (Çev. Mazlum Beyhan ve Ayşe Ha-cıhasanoğlu). Bilgi Yayınevi.
Ramuser, E. Emest (2007), Jön Türkler ve 1908 İhtilali. Çev: N. Yavuz, İstanbul; Pozitif Yay.
Rıza, A. (2004). Batının Politik Ahlaksızlığı. (Çev. Ergün Göze). İstanbul: Boğaziçi Yayınları.
Rıza, A. (1988). Meclis-i Mehusan ve Ayan Reisi Ahmet Rıza Bey'in Anılan. İstanbul. Rıza, A. (1982). Batının Doğu Politikasının Ahlaken İflası. (Çev. Ziyad Ebüzziya). İstanbul.
Sencer, M. (1974). Türkiye'de Siyasi Partilerin Sosyal Temelleri. İstanbul; May Yay. Sezer, B. (1989)- Türk Sosyologları ve Eserleri I. Sosyoloji Det'gisi, 3. 1- Sayı. Şehsuvaroğlu, Y. H. (1950). Ahmet Rıza Bey’in Hatıratları. Cumhuriyet Gazetesi, 26.01/1950.
Mehmed Said Halim Paşa, 19 Şubat 1864’te Kahi-re’de doğdu. Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunudur. Babası Şûrâ-yı Devlet (Danıştay) üyesi Prens Halim Paşa; annesi, Şevk-i Cedid Hanım'dır (YıldızEvra -kı. Kısım nr. 31, Evrak nr. 2392, Zarf nr. 65, Karton nr. 84, V-b/1). Dedeleri Konya’dan Kavala’ya yerleştirilmiş olan bir Türk ailesidir.
Prens Mehmed Said Halim Paşa, Prens Halim Pa-şa’nın en büyük oğlu olup Prens Mehmed Abbas Halim Paşa, Preas Mehmed Ali Halim Bey ve Prens İbrahim Halim Bey olmak üzere üç erkek kardeşi ile Prenses Kerime, Prenses Nazlı, Prenses Rukiye, Prenses Emine ve Prenses Zehra olmak üzere beş kız kardeşi bulunmaktaydı.
Ailesi ile birlikte 1870’de İstanbul’a yerleşen Said Halim, ilköğrenimini, Osmanlı Devleti’nin en büyük kültür merkezi olan İstanbul’da özel hocalardan aldı. Küçük yaşta Arapça, Farsça, Fransızca ve İngilizce öğrendi. Kardeşi Abbas Halim Paşa ile yüksek tahsilini tamamlamak üzere İsviçre’ye gitti. İsviçre’de beş yıl kalarak siyasi ilimler alanında üniversite öğrenimini tamamladı. İstanbul’a döner dönmez II. Abdülhamid tarafından kendisine sivil paşalık rütbesi verilerek 21 Mayıs 1988’de ilk görevi olan Şûrâ-yı Devlet üyeliğine atandı. Şûrâ-yı Devlet’in maliye dairesinde çalıştı. Görevindeki başarısından dolayı kısa zamanda Rumeli Beylerbeyliği payesine yükseltildi. (22 Eylül 1900). Bu paye ile sarayın ve Padişah’ın gözde adamı oldu. Kendisini çekemeyenler, kendi adıyla amlan yalısmda zararlı evrak ve silah bulunduğu gerekçesi ile saraya jurnal ettiler. O, bu olaydan sonra Şûrâ-yı Devlet’teki görevine fazla alaka göstermedi. Kendi hanedanından Prenses Emine ile evlenerek Yeniköy’deki yalısına çekildi. Bir taraftan kitap okumakla, içtimai ve tarihi incelemelerle, diğer taraftan da İslam ve Osmanlı eski eserlerini toplamakla meşgul oldu. Paşa’nın bu evlilikten Prens Muhammed Halim Said ve Prens Ömer Halim Said adlarında iki oğlu oldu. (Bostan, 1992:17-22, 92, 110). Prens Ömer Halim Sa-^ id Bey 1912’de Şehzade Mehmed Ziyaeddin Efendi’nin en büyük kızı Behiye Sultan ilej evlenmişse de bu evlilik ancak bir yıl sürdü (Oransay, 1969:150).
Yrd. Doç. Dr., M Ü. Fen Edebiyat Fakültesi.
SaM Halim Paşa
Saici Halim Paşa 1903’te, Jön Türklerle ilişkisi olduğu ileri sürülerek uzaklaştırıldı. İngiliz ve Fransız elçilerinin kendi himayelerinde ülkeyi terk rini reddetti. Kardeşi Abbas Halim Paşa ile birlikte Mısır’a
rupa’ya giderek Jön Türklerle doğrudan ilişki kurdu. Bunlara maddi ve fikri bulundu. 1906’da Osmanlı Terakki ve İttihat Cemiyeti'nin müfettişliğine getirildi rutiyet’in ilanından sonra diğer İttihatçılarla birlikte İstanbul’a döndü. Şûrâ-yı Dey| ki görevi yurt dışına çıkarılmış olmasına rağmen devam etti. 3 Eylül 1908’de Şûrâ-yn^ letçe yapılan tensikatta kadro azlığı sebep gösterilerek görevine son verildi. Aym y,, pılan belediye seçimlerinde İttihat ve Terakki listesinden Yeniköy Belediye Başkam çildi. Bilâhare İstanbul Belediye Genel Meclisi ikinci başkanlığına getirildi. 1992:17-26')
Said Halinı’in, II. Meşmtiyet’in ilanından “birkaç yıl önce’ fmuhtemelen 1903'!^ önce) kendi y'alısında, Filozof Rıza Tevfik’ten ders aldığı ve ders konularının da TOrj, Edebiyatı ve özellikle "filozofik ve içtimai meseleler” hakkındaki tartışmalara münhası, olduğu belirtilmektedir. (Rıza Tevfik, lS>93:44-386)
14 Aralık 1908’de Sultan II. Abdülhamid tarafından Âyân Meclisi üyeliğine tayuı edildi. Aynı günlerde Cemiyet-i Tedrisiye-i Isiâmiy^t\in (Dâruşşafaka) idare meclisi üye. liğine seçildi. Âyân üyeliğinden padişahın müsadesi ile izinli olarak ayniarak, bir yılı aşkın süre Paris’te “Islâmctitk”lezi üzerine incelemelerde bulundu. (Kutay, 1980:106-107).
lSX)9’da Selanik’te gizli olarak yapılan İttihat ve Terakki Kongresi ne âyân üyesi olarak katıldı. 1912’de ilk Meclis’in feshedilme.sinden hemen sonra kurulan Said Paşa kabinesine Şûrâ-yı Devlet reisi olarak girdi Trablusgarp Harbi dolayısıyla İtalyan hükümeti ile sulh müzakerelerinde bulunmak üzere hükümet tarafından Lozan’a gönderildi. Ö Temmuz 1912). 17 Temmuz’da Said Paşa hükümeti görevden çekildi. Yeni hükümeti kuran Gazi Ahmed Muhtar Paşa görevini yenilemeyince görüşmeleri yanda keserek yurda dönmek zorunda kaldı.
Prens Mehmed Said Halim Paşa, 1912’de İttiliat ve Terakki Cemiyeti’nin genel sekreterliğine seçildi. Babıâlî Baskını’ndan sonra kumlan Mahmud Şevket Paşa kabinesine Şûrâ-yı Devlet reisi olarak girdi. (25 Ocak 1913); iki gün sonra da Hariciye Nazırlığına atandı.
Said Halim Paşa 31 Ocak 1913'te kumlan Mıtdafaa-i Milliye Cemiyetinin kumcu-lanndandır. İhtiyat-ı Milli adlı bir hayat sigortası şirketinin idare heyeti başkanlığını yaptı. 1913'te Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye’nin başkanlığına seçildi. Yerli malının üretimi ve tüketimi amacıyla kurulan İstihlak-ı Milli Cemiyetinin üyesi idi.
Mahmud Şevket Paşa’mn 11 Haziran 1913’te öldürülme.si üzerine, Said Halim Paşa’ya vezirlik rütbesi verilerek .sadaret kaymakamlığına, bir gün sonra da sadrazamlık makamına getirildi. Said Halim, Hariciye Nazırlığını da üzerine alarak hükümetini kurdu. 07 Haziran 1913).
Paşa, sadrazamlığı döneminde, özellikle Edirne’nin geri alınmasında ve Adalar me-sele.sinde büyük hassasiyet göstermiştir. Edirne’nin geri alınması ile ilgili çalışmalarından dolayı padişah tarafından kendisine murassa'imtiyaz nişam xen\ûi. Onun sadareti dö-
Said Halim P€işa
nemindeki en önemli olaylardan biri, Osmanlı Devleti nin Cihan Harbi‘ne girişidir. Harbe isteyerek değil, şartlann zorlamasıyla girilmiştir. Hükümet, harbe girilmeden önce bütün kapitülasyonları kaldırarak, milli iktisat politikasını yürürlüğe koydu.
Said Halim 24 Ekim 1915’te Hariciye Nazırlığından istifa etti. estambul tours Yerine Halil Bey (Menteşe) getirildi. Paşa, İttihat ve Terakkinin 1913 ve 19l6’da yapılan kongrelerinde bu teşkilatın genel başkanlığına seçildi. Ancak aynı teşkilatın başkan vekili ve kendi kabinesinin Dahiliye Nazın olan Talat Bey’le aralarının gittikçe açılması sonucunda, Said Halim rahatsızlığını ileri sürerek sadrazamlık görevinden ayrıldı. (4 Şubat 1917). Sadaret dönemi 3 yıl, 7 ay, 21 gün sürdü.
Said Halim Paşa, sadrazamlıktan ayrıldıktan sonra ayan üyeliği görevine devam etti. İttihat ve Terakki Partisi’nin 1917 yılı kongresinde merkez-i umumi üyeliğine seçilerek bu parti ile olan bağlarını koparmadı. Yalısına çekilerek Osmanlı toplumunun meselelerine çare bulmak için eserler yazmaya devam etti.
Mondros Mütarekesi’nden sonra, Enver, Talat, Cemal Paşa ve ileri gelen bazı İttihat ve Terakki Partisi mensuplan yurt dışına çıktı. Sultan Vahdettin, Said Halim Paşa ve kardeşi Abbas Halim Paşa’nın da yurt dışına çıkmalarını önerdi; bu öneriyi reddettiler. İleri gelen ittihatçıların yurt dışına çıkması üzerine İttihat ve Terakkinin dağılmak üzere olduğunu gören Said Halim Paşa, Muhafazakaran Fırkast'r\\ kurmaya hazırlandıysa da bu teşebbüsü başarılı olamadı. Paşa, 4 Kasım 1918’ de, savaş ve “Ermeni Kırımı” sorumlusu olarak Dîvân-t Âlîy^ (Yüce Divan) verildi. 10 Mart 1919’da tevkif edildi ve Dîvân-1 Harb-ı Örfî’de yargılandı. 28 Mayıs 1919’da İngilizler tarafından önce Mondros’a, bilâhare oradan da Malta’ya sürüldü. Malta’da Polverista esir kampında tutuklu bulunan Said Halim Paşa ve 144 arkadaşı savaş sorumlusu ve “Ermeni kırımı” ile ilgili olarak müttefik mahkemelerinde yargılanmak istenmişse de. böyle bir suçu İşlediklerine dair bir delil bulanamadığından 29 Nisan 1921’de Malta’da serbest bırakıldılar. Paşa, Malta’da tutuklu iken, İngilizler Yeniköy’deki yalısını işgal ederek, yalıdaki bütün değerli eşyaları yağmaladılar. Said Halim, İstanbul’a dönmek istediyse de Tevfık Paşa hükümeti tarafm-dan dönmesi mahzurlu görüldüğünden bu isteği kabul edilmedi. Paşa, İngiliz işgali altındaki Mısır’a da gidemediğinden Roma’da bir konak kiralayarak oraya yerleşti. 5 Aralık 1921’de kiraladığı konağın önünde 57 yaşında iken Arşavir Şıracıyan adh bir Ermeni komitacı tarafından alnından vurularak şehit edildi. Naaşı İstanbul’a getirilerek 29 Ocak 1922’de Sultan II. Mahmud Türbesi bahçesindeki babasının mezarımn yanma gömüldü. (Bostan, 1992:26-105).estambul tours sundu..