estambul tours ve sosyoloji bilgileri


estambul tours ve sosyoloji bilgileri en güzel yazıları yazan estambul tours sosyoloji hakkında yazıyor Ahmet Rıza Bey’in Meclls-I Mebusan ve Ayan Meclisi Günleri II. Meşrutiyet yılları içinde, Ahmet Rıza Bey’in yaşantısı iki döneme ayrılır. dönem, 1908-1912 yılları arasında İttihat ve Terakki .savunuculuğunu yaptığı dönen,; ğeri ise 1912-1919 arasında İttihat ve Terakki’ye karşı muhalefet yaptığı Ayan yıllandı, Bütün birinci dönem süresince, değişmez ‘Mebusan Reisi’ kalmıştır. estambul tours II. Dönenıdç İttihatçılarla arası açıldığı için, mebus seçilememiştir. Zaten Reis seçimleri sırasında he, yıl aldığı oylar sırasıyla (205, 164, 124, 86) gücünü kaybetmesi açısından önemli birgös, terge olsa gerek (Tunaya, 1989:183). Ayrıca, hakkında devlet malını kötüye kullandığı nedeniyle meclis somşturması açılması (Tunaya, 1989:184) istenmiştir.

İkinci Meşrutiyetin yasama hayatı başladığı zaman, Mebusan Meclisi nin bir numaralı adamı, AJımet Rıza Bey, ülke dışında Sen Nehri kıyılarmda, memleket gerçeklerinden uzakta geçmiş ondokuz yıllık tecrübeli bir Jön Türktü. Gizliden gizliye onun yazı-Jannı, en azından sürgün tehdidi altında okumuş olanlar, başkanlık kürsüsüne ondan daha layık bir aday gösteremezlerdi. (Tunaya, 1989:185).
Fakat Kanun-i Esasi henüz değiştirilemediği için ve Mebusan kendi reisini seçme hakkına sahip bulunmadığından, 5. içtimada (26 Aralık 1908) Ahmet Rıza Bey'i Mebusan Reisi atayan İrade-i Seniyye, kendisine sadrazam Kâmil Paşa tarafından bildirilmiştir, Mebusan salonunu şiddetli bir alkış gürültüsü kaplamıştır. En yaşlı mebus Ali Naki Bey, geçici olarak oturduğu başkanlık kürsüsüne Ahmet Rıza Bey i davet etmiştir. Ali Naki Bey e göre, genel olarak Osmanlı milletinin, özel olarak da, Mebusan Meclisi’nin, Ahmet Kıza Bey hakkındaki saygı ve sevgisi herkesçe biliniyordu. Şimdiye kadarki hizmetleri de öyleydi; “Kendilerinden hizmetler bekleriz’’... “Sürekli alkışlar ve amin sesleri” arasında başkanlık kürsüsüne geçen Alımet Rıza Bey, Naki Bey’in elini öperek yerini almıştır. Sonra da ayağa kalkarak ilk nutkunu okumaya başlamıştır. “Yirmi yıl evvel Hü-davendigar vilayeti Maarif Müdürlüğünü terk ederek hukuk-ı e.sasiye-i milliyemizi Paris te müdafaaya başladığım zaman.,, vatanımın bir gün elbet hür ve mes’ut olacağından emindim..." (Tunaya, 1989:185).
26 Aralık 1908’den, Mebusan’ın feshi tarihine değin (5 Kanunusani 1327-18 Ocak 1912) Ahmet Rıza Bey yavaş yavaş başlayan ve 1909 yılından itibaren de hızla kabarmış olan muhalefetin hedefi
da kızdımıış ve yıpranmıştır. Belki de, unutulmanın kurbanı olmamak ve bir veşii intikam almak için, Âyan'daki sert muhalefet cephesine geçmiştir.estambul tours (Tunaya, 1989 İHO).
Ahmet Rıza Bey’in siyasi hayatındaki ikinci bölüm Ayan azalıgına atanmasıyla başlar U1 kanunusani 1327-24 ocak 1912)**. O artık amansız bir muhaliftir. Ve çoğu zaman Ayan Meclisi nde tek başına kalma pahasına, bu muhalefetini en hırçın, en sert şekilde, tek kişilik muhalefet partisi gibi sürdümıüştür. (Tunaya, 1989:184-185).
Alımet Rıza Bey, sert ve bükülmez tutumuyla ülke dışındaki Jön Türkler arasında gerçek liderlik doruğuna erişmiş bir kimsedir. Fakat II. Meşrutiyetin siyasi iniş çıkışları içinde aynı durumu koruması zor olmuştur. Nitekim, daha sonra İttihat ve Terakki düşmanlığı onu, kısa bir süre bile olsa, Vahdettin'in övücülüğüne götürmüştür. Ahmet Rıza Bey’in Reisliği, Mebusan’ın fevkalade dinamik ve çetin çatışmalarla dolu I. dönemini kapsamıştır. Bu ilginç insanın görevi ile bu dönem son bulduktan sonraki gelişmeler başka bir nitelikte ve değişik koşullar ortamında görülürler (Tunaya, 1989:187).
Vahdettin’in ilk yaptığı işlemlerden biri, İttihatçılara kendisi kadar düşman kesilmiş olan Ahmet Rıza Bey’i Âyan Meclisi reisliğine atamak olmuştur. Uzun süren bir muhalefet koridorundan geçtikten sonra, İttihatçılardan öç alırcasına, Ahmet Rıza Bey, Vahdettin'in portresini, ilk şükran söylevinde, şöyle çizecektir. 'Cülus-i hümayunlarıyla memlekette kanun ve adalet devri başladığına ben de tamamen kaniim (yoksa böylesine bir zamanda). Âyan reisliğini kabul eylemezdim. Padişahımızın yüce amaçlannı biliyorum. Yüce adları ‘El Gazi’ olmayacaktır. Sultan Mehmet Vahidüddin-i Adil olacaktır. Kaybedilen yerleri padişahımız Gazi sıfatıyla değil, Adil sıfatıyla halifelik ve sultanlık makamına bağlamayı başaracaklardır... Yüce şefkatleri vahşice öldürülen Ermenilerin, asılan sürülen Arapların, yetimlerini ve dullarını sefaletin toprağında bırakmayacaktır. Sürgünlerde artık ağlayan, inleyen kalmayacaktır. (Tunaya, 1989:156).
OsmanlI parlamentosunun İkinci Meclisi Meclis-i Ayanın (heyet-i Âyan) işlevi ve rolü bugüne dek açıklığa kavuşturulmuş değildir. Oysa. Âyan Osmanh Anayasa sistemi içinde özel ağırlığa sahip bir yasama organı olduğu kadar, siyasal hayat içinde de etkin bir kuvvet olarak yerini almıştır. 1876 Kanun-ı Esasi’yle kurulmuş olan Heyet-i Ayan Meclis-i Umuminin bir parçasıdır. I. Meşrutiyete fiilen son buldurulup, Mebusan feshedildikten sonra, Mebusan’ın yeniden açılmasını beklemiştir. 1908’e kadar, otuz iki yıl süren bu bekleyiş sonunda sağ kalan eski üyeler ve yeni atanan otuz üye ile göreve devam etmiştir. Tunaya’ya göre, 1878’de Mebusan feshedilince seçim bölgelerine gönderilmiştir. Âyan üyeleri ise 1908 yılına kadar bu sıfatlarını muhafaza etmişler ve maaşlarını almışlardır (Tunaya, 1989:188).
Âyan üyeleri atama yoluyla (mansup), Mebusan ise genel seçimle (münhehap) yoluyla göreve geliyorlardı. Bu iki meclis sürekli çatışma içinde olmuşlardır. Âyan üyeleri mebusları küçümserken, mebuslar da Âyan üyelerini seçimle gelmedikleri için halkın temsilcisi olarak görmemekte ve ikinci planda bir organ olarak görmüşlerdir. (Ayrıntılı bilgi için bkz: Tunaya, 1989:192-195).
1914 seçimleriyle kurulan Mebusan dikensiz gül bahçesi görünümünde olduğu
8 Ayan’a Sadrazam Sait Faşa imzasıyla atanmayı bildiren yazı. 11 Kânunusani 1328 -24 Ocak 1912 tarihlidir, Padişah iradesi bir gün önceki tarihi taşır. Fakat Meclis toplantı halinde olmadığı için, her iki ya/j da 2, dönemin 1. içtimamda (7 NLsan 1328-20 Nisan 1912) okunmuştur. Ahmet Rtza bey de o gün yemin etmiştir. (Aktaran. Tunaya, 1989: 185 dipnot).
nlmamıştır. Ayan da ise Alımet Rıza Bey'in sert muhalefeti ile karşılaşılmıştır '"'''i ve Seyid Bey tasanyı saıaınarak mahkûmlann dilekçelerle hükümete başvurdukla''* latnuşlardır.
Ahmet Rıza Bey e göre, katiller ve caniler orduda bulunmamalıdır. Eğer ‘isticij, lekçe) vermişlerse bu i.stekleri cilıada gimıek için değil, hapisten kurtulmak içindir» naya, 1989:285).
Harbiye Nezareti Ordu Dairesi Reis Vekili Behiç (Erkin) Bey, bu 'T^3hkûmlar(^| büyoik kısmmm orduyu değil de, Teşkilat-ı Mahsu.sa emrine verildiklerini ve bu kury^^ ta kendilerinden yararlanmış olduğunu, bu bakımdan kıtalardaki askerlerin ahlaidj^j bozmalanmn mümkün olmadığını söyleyince Ahmet Rıza Bey’in tepkisi daha da şid^ç, li olmuştur. ’O teşkilatın ne olduğunu biliyoruz. İleride hesabmı soracağız’ demiştir naya, 1989:285).
1918’de Mondros Mütarekesi’ne birkaç ay kala yeniden gündeme getirilen İ.spi),^ kanunu. Ahmet Rıza Bey'in .sonu gelmeyen muhalefeti ile karşılaşmıştır. Ahmet Rı^j Bey, 1876 Kanun-ı E.sasisi’nde bazı değişiklikler yapılması ile ilgili (Talat Paşa hüküme. tince yapılan teklife göre yasama döneminin son toplantı yılı, savaş haline rastladığı tak. dirde, her iki mecliste üçte iki çoğunlukla kabul edilecek bir yasa ile uzatılacaktır. Boy. lece Kanun-ı Esasi’nin 69. maddesinde bir fıkra eklenmesi isteniyordu. Bu konuda da, Alımet Rıza Bey’in tepkileri olmuştur.
Ama dikensiz gül bahçesi’ Mebusan’la, dikenli Âyan aynı tepkiyi göstermemişlerdir. Âyan da Alımet Rıza Bey, iğneli eleştirisini esirgememiştir ve istibdat rejimiyle İttihatçı dönem arasında, Abdülhamit lehine, bir paralellik kurmuştur (Tunaya, 1989:384-385). Görüldüğü üzere Ahmet Rıza Bey, tek başma da kalsa vazgeçilmez muhalefetini yapabilmektedir.
Sonuç Yerine
Tanzimatı izleyen dönemde Doğunun yıkılmaya doğm sürüklendiğini gören aydınların tamamına yakınının yazılannda Fransız devriminin ve bu devrime ön ayak olan düşünürlerin etkisi görülmektedir. Fakat bunların faaliyetleri gazetecilik düzeyini aşmamış, siyasi felsefeye ilişkin ciddi bir çeviri ya da telif yapılmamıştır. Meşrutiyete rastlayan dönemde, dönemin en önemli simalarından biri olan (siyaset adamlarından) Ahmet Rıza Bey de siyasi felsefe alamnda, Batı etkisi altında kalan aydmlarımızdan biri olduğu halde, bu sahada yazılmış hiçbir eseri yoktur. Onun faaliyeti de gazetecilik sınırını aşamamıştır. Ahmet Rıza Bey istibdada aleyhtar, halkın idareye kendi isteğiyle, arzu ederek İ3oyun eğmesi taraftarı.,.
Bunlan da, temennilerinin ifadesi olan layihalarında anlatıyor (Çavlı, 1947-14).
Ahmet Rıza Bey, Paris’e ilk gittiği yıllar gazete çıkartmak gibi bir niyete sahip değildi. Amacı, layihalarda belirtildiği gibi özellikle iki konuda padişahı uyarmak ve bu
Ahmet Rtza Bey
alanda yönlendirmektir. Biri baskıcı yönetim yerine, ‘meşrutiyet yönetimi’ sağlamak; diğeri ise toplumun kalkınmasında eğitimin önemini vurgulamaktır. O, Tanzimat’tan sonra okullarda Batıcılar ile Doğucular (Meklepçiler ile medreseciler) arasında oluşan ikiliği kaldırmanın yollarını aramakladır. Tanzimat’tan sonra aydınların bir bölümünü etkisi altına alan ‘Doğunun ruhu, Batının biçim ve tekniğini almak’ düşüncesi, ona göre bu ikiliği giderememiş, halta arttırmıştır.
Ahmet Rıza Bey, Comte’dan aldığı birlik ve bütünlük duygusu ile olmalıdır ki bu ikiliğe taraftar değildir. Memleketin kurtulması için eğilim ve öğretimin gerekliliği üzerinde durmaktadır. Bu nedenle, Layihalarının birinde Abdülhamit’e şöyle seslenmektedir: “Ailede bir bozukluk olursa evvela ailenin reisine şikayet edilir. Fayda görülmezse bütün ailenin kurtulması için harice müracaat edilir. Fakat bu bana pek ağır geliyor.' (Çavlı. 1947:10).
Fransa’daki demokrasi mücadelesi ve siyasi liberalleşme hareketlerinden esinlenen Ahmet Rıza Bey, çevresindeki bir gaip aydınla, belki bugünkü kavramlarla “Toplum.sal Proje” diyebileceğimiz bir ‘Islâhat Layihaları’ (iyileştirme tasarıları) hazırlayarak II. Ab-dülhamil’e göndermiştir. İstekleri; kaldırılan Anayasa’nın yeniden yürürlüğe girmesi, Meclis-i Mebusan’ın açılması, eğitim alanında ciddi iyileştirmelerin yapılaması biçiminde özetlenebilir.
Ahmet Rıza Bey, zamanın yönetimine istekleri ciddiye alınmadığı ve yerine getirilmediği için tepki göstermiş bir siyaset ve devlet adamıdır. Onun felsefi fikirlerini ancak siyasi içerikte yazdığı makale ve yazıları arasında görmekteyiz. Paris’te ‘Pozitivist Cemi-yetİ’nde üye olması, Comte’un ‘Ordre et Progres’ formülünü siyasi yayınlanmn parolası yapan Ahmet Rıza Bey'in ilgisi felsefi düşünceleri açısından ziyade, Padişaha gönderdiği ilk layihayı aynı zamanda annesine ithaf etmiştir. Ayrıca ithafının sonunda; “M. Pier-re Laffitte namında bir alimin hakimane sözleri acımı tahfif etti. Fazlı ve keremi bana rehber oldu” (Çavlı, 1947:12) sözleriyle Pierre Laffitte’e teşekkür etmektedir. Abdülha-mit’in makam ve para vaadiyle İstanbul’a getirmek istemesine rağmen, Ahmet Rıza Bey'i baskı yönetimine karşı mücadelesinden hiçbir zaman ve hiçbir koşulda vazgeçmediğini görmekteyiz.
Ahmet Rıza Bey’İn Türkiye’de sosyolojiden çok siyaset bilimine ve siyaset felsefesine katkılarının olduğunu söylersek, çok da yanlış bir iş yapmayız. 19. yüzyılm sonla-nnda yetişen bazı Osmanlı aydınlan gibi (örneğin, Ahmet Rıza Bey) Cumhuriyetin kurucuları da gerek Aydınlanma, gerekse pozitivizmden geniş ölçüde etkilendiler. Radikal batıcılık akımının resmi ideolojisi, böylece, pozitivizm oldu. (Belge, 1983:126). Cumhuriyet ideolojisinin ve modernleşme çabalarının arka planında sürekli ‘pozitivizmi görebilmekteyiz; Bu anlamda bu izmin ülkemizde tanınmasında ve kabul görmesinde hatasıyla, sevabıyla Önemli oranda katkısı olanların başında Ahmet Rıza Bey gelir.
İttihat Terakki yönetiminin çeteleşmesi, yolsuz işlerin alıp başını gitmesi onu rahatsız etmişti. Cemiyet yönetiminden çekilerek, Enver ve Talat ekibine teslim etti. Yıllar sonra, Enver ve Talat Paşa savaş suçlusu olarak yargılanmamak için ülke dışına kaçarken, Parti yönetimini ona iade etmek istediler. Ama Ahmet Rıza Bey, “Ben size örgütü böyle teslim ermedim” diyerek, bunu reddetti. estambul tours yazdı.
düzce kiralık daire : düzce kiralık daire kiralık daire : kiralık daire düzce merkez kiralık daire : düzce merkez kiralık daire düzce kiralık daire 1+1 : düzce kiralık daire 1+1 düzce eşyalı kiralık daire : düzce eşyalı kiralık daire düzce kiralık daire metek toki : düzce kiralık daire metek toki düzce kalıcı konutlar kiralık daire : düzce kalıcı konutlar kiralık daire düzce günlük kiralık daire : düzce günlük kiralık daire düzce emlak : düzce emlak düzce satılık daire : düzce satılık daire düzce satılık daire sahibinden : düzce satılık daire sahibinden düzce merkez satılık daire : düzce merkez satılık daire düzce satılık daire toki : düzce satılık daire toki düzce satılık daire kalıcı konutlar : düzce satılık daire kalıcı konutlar düzce satılık ev : düzce satılık ev düzce satılık dükkan : düzce satılık dükkan düzce satılık arsalar : düzce satılık arsalar satılık arsalar düzce : satılık arsalar düzce satılık arsalar : satılık arsalar sahibinden düzce satılık arsa : sahibinden düzce satılık arsa düzce günlük kiralık daire merkez : düzce günlük kiralık daire merkez sahibinden günlük kiralık daire : sahibinden günlük kiralık daire sahibinden günlük kiralık daire düzce : sahibinden günlük kiralık daire düzce düzce günlük kiralık daire : düzce günlük kiralık daire