estambul tours ve sosyoloji bilgisi
estambul tours ve sosyoloji bilgisi evet sosyoloji bilgilerini yazan konuya şöyle baslıyor Kongre 27 Aralık 1907 tarihinde Paris’te toplandı. Kongre Sami Paşazade Sç i Bcyefendi'nin bir söylevi ile açıldı ve saptanılan oturumları sırasıyla yönetmeleri içi^**' başkan seçildi. Bunlar, Prens Sabahaddin, Alımet Rıza Bey ve Malumyan'dır. (Petros^^ 1974:260). Sabahaddin Bey konuşmasının başında şunları söyledi. “MuhteUf ırk ve den vatandaşlan Abdülhamit istibdadım ortadan kaldırmak, imparatorluk içinde lenieHı bir reform teşebbüsüne geçebilmek için işbirliğine davet ediyor.” (Tütengil, 1954:25) Kongre sonunda bir ‘beyanname’ yaymlandı. (Tunaya, 1952: 153-154) Beyanname, de özetle şöyle denmekteydi: “Otuz seneden beri devam eden bu devir zannolunduğjı ; gibi yalnız Hıristiyanlar hakkında değil bütün Müslümanlar için de mucibi harab oldu \ Hünkar menfaati şahsiyeti uğruna Hıristiyanlan tazyiki daimi altında bulundurdu, katli. ; am etti.
Müslümanlara gelince tahtı esarete soktu, nefyü tazip etti, kesti, öldürdü. Sonra da kendilerinin etrafındaki canilerin beşeriyete icra ettiği suikastların mesuliyetini Müs- , lümaniann üzerine atarak bu suretle mileli mütemeddine nazarında haksız olarak müt- : tekim addedilmelerine sebebiyet verdi”. Aynca, İmparatorluk, içinde yer alan topluluklar arasında ulusçuluk ve din farklılıklannı uyandırdı, özgürlükleri kısıtladı, halkın ekonomik refaha ulaşmasını engelledi, haksız vergiler toplattı, besleme basın yaratıldı, izlediği iç ve dış siyaset devletin itibannın yara almasma neden oldu. ‘Beyanname şöyle devam ediyor: “Bugün biraz mülahazaya iktidan olanlann hepsi hükümeti haziramn tebdiline müsaraatla Devleti izmihlalden ve mahv ve taksimden kurtarmak olduğunu pek ala görüyor.estambul tours Bu kadar felaketlere sebebiyet veren bir usulü idareyi derhal ve her ne vasıta ile olursa olsun yıkmak elzemdir”. Aşağıdaki üç ilkeyi amaç olarak belirtiyorlar.
f - Sultan Abdülhamit'i tahttan çekilmeye zorlamak.
2- Zamanın yönetim biçimini değiştirmek.
3- Meşrutiyet ve demokrasi yönetimini kurmak.
İşte kongreyi birleştiren amaç budur. Beyanname şöyle devam ediyor: “Bu maksad bir toprak evladı olan ve aynı suretle zahmet çeken memleketimiz akvamının arzusuna muvafıktır. O kavimler bugün hürriyet ve saadette olan hisselerini müttekid bir hareketle istihsale karar vermişlerdir... Mücadeleye başlamadan evvel hadisat karşısında fütür getirmeyeceğimizi birbirimize vaad eyliyoruz. Türkiye’de yeni bir devrin zuhuruna muvaffak olmadan terki silah etmeyeceğimizi de hünkara ilan ederiz”. Açıkça, yönetime karşı bir meydan okuma, ihtilali başlatma ve yeni bir düzen getirene kadar silahı bırakmayacaklarını ilan ediyorlar. Ülke düzeyinde uygulanan baskı düzeninin, ihtilale ortam hazırladığı görüşünü ileri sürülerek şöyle denilmektedir; “Bizi ihtilale sevk eden sebep hükümeti haziranın cinayetleridir. Mücadeleye hazır olduğumuzu ilan ve atide münde-riç vesaiti umuma tavsiye ederiz.estambul tours” (Tunaya, 1952:156).
Organizasyon komitesinin raporunda ileri sürülen .somnlar, iki gün süresince tartı-
Ahmet Rtza Bey
şildi. Organizasyon komitesinin, görüşmeler sırasında anlaşmazlık çıkmaması i(^in uğraşısına rağmen, yine de görüş ayrılıkları ortaya çıktı. AJımel Rıza Bey, Kongre’nin 'saltanat ve hilafet hukukunu benimsediğini’ bildirmesini istedi. Ermeni delegeler, kongreye saltanat ve hilafet haklarını’ savunmak için gelmediklerini açıklayarak, Ahmet Rıza Bey’in önerisini protesto eltiler. Bunun üzerine. Ahmet Rıza Bey kongre başkanlığını bıraktı ve onun yerine. Prens Sabahaddin grubunun başkanı olan Fazıl Bey kongreyi yönetmeye başladı. (Petrosyan, 1974:262-263)-
1907 Kongresi’nde yukarıda alınan kararlar ve izlenecek eylem stratejisinden başka, ek bazı kararlar daha alınmıştır. Bunlar; İran Meclisi Mebusan reisine bir telgraf gönderme, muhtelif daimi komite, Müşareketi İhtilaliyeye davet, vatanı müşterikemizde hi-dematı fedakarane ibraziyle mahbes ve menfada inleyen mazluminin hürriyetle bir selamı hürmet ve uhvel isali, hainlerin tecrimi, Neşriyatı ihtilaliye ve gelecek kongrenin tarihi. Kongre’nin sonucu şu üç noktada önem kazanmaktadır. (Erkul, 1982:98):
1-Tüm örgüt üyeleri oy birliği ile. sultanı tahttan feragate zorlamaya ve ancak ondan sonra silahlan bırakmaya karar veımiştir.
2-Örgüt üyeleri, tüm Osmanlılar için eşitlik ve özgürlük temeline dayanan bir temsili yani Parlamentonun kurulmasına karar vermiştir.
3-Bu amaçlara ulaşmak üzere, barışçı ve devrimci yollann araştınlmasma yönelik sürekli bir komitenin kunjlması onaylanmıştır.
1908’de İkinci Meşrutiyet getirilir ama, ‘İttihat ve Terakki’ ile ‘Teşebbüsü Şahsi ve Ademiyet Merkeziyet’ arasındaki uyuşmazlık da iyice artmıştı.
Kısacası Ahmet Rıza Bey Grubu, İmparatorluğun içinde bulunduğu sorunlarm temel nedeni olarak, Abdülhamit’in baskı düzenini göstermektedirler. Eğer, meşrutiyet düzeni ve 1876 Kanuni Esasi’si (Anayasa) tekrar yürürlüğe konursa, her şey düzelecektir. Sorunun yalnız siyasal yönüne bakan Terakki ve İttehadcılar, ekonomik ve toplumsal yönlerini görememektedir. Sonuç olarak, merkeziyetçi Jön Türkler, inkılâp hedefi olarak ■ Abdülhamii idaresinin yıkılmasını ve en ileri gaye olarak da, belki tahttan indirilmesini emel edinmişler. Fakat bu kadarla kalmışlardır; yani fikir ve ideal namına hemen hemen başka hiçbir şey düşünmemişlerdir. (Tunaya, 1952:142-146).
Görüldüğü üzere, Ahmet Rıza Beyin liderliğini yaptığı örgüt A. Comte’un etkisiyle merkeziyetçi bir meşrutiyet idaresinin savunuculuğunu üstlenmişken, Prens Sabahaddin’in liderliğini yaptığı örgüt ise, ‘science sociale (ilmi içtima) okulunun görüşlerine paralel olarak merkezdışçıhğı önererek bölgesel yönetim özerkliği ve kişisel girişkenliğin geliştirilmesi savını ileri sürüyordu (Erkul, 1982:101).
Prens Sabahaddin ile İttihat ve Terakki arasındaki anlaşmazlığın temelinde, düşünsel ayrılıkların yattığı görüşü daha ağırlık kazanıyor. Prens Sabahaddin İmparatorluğun içinde bulunduğu durumun bir ‘yapı’ sorunu olduğu düşüncesindedir. Bu nedenle, ‘Teşebbüsü Şahsi’ ve ‘Ademi Merkeziyet’ sisteminin uygulanmasını önerir. Merkezden yönetimi kabul etmez. Buna karşın, İttihat ve Terakki sorunu, bir yapı sorunu olarak değil, İdare edenin değişmesi ve Meşrutiyetin gelmesi sorunu olarak görmektedii'. Ahmet Rıza Bey Grubu, OsmanlI’nın bürokrasisinden şikayetçi değildir. Çünkü kendi varlığı bürokrasiye dayanmaktadır. Oysa ki Prens Sabahaddin, şikayet edilen baskıcı anlayışın bü-
Ahmet Rıza Bey’in Bazı Konu ve Kişiler Hakkındaki Görü«
Ahmet Rıza Bey'in rakipleri kendisine siyasi yaşamı boyunca bir takım bulunmuşlardır. Örneğin, annesinin yabancı kökenli oluşu, dinsizliği, mandacıl sı oluşu, Ermenileri koruması, çıkarcılığı, ilıtiraslılığı, geçimsizliği vb. Bunlard"-nna kısaca da olsa değinmek gerekmektedir
Ahmet Rıza Bey, siyasal istikranmızı en ufak zarara uğratacak bir himayeyi isteı^ç iniştir. “Türkler kendilerine efendi değil, dost istiyor” demiştir. Ona göre, Amerika, insaniyet hem de >ardımcı olmak adına bize yardım ederlerse, kabul edilmelidir. Baym. dirlik imtiyazlan kendilerine verilmelidir. Amerika'yı tercih etmekteki amaç, Amerika'nm 1 tarafsızlığı, ilan ettiği prensipleri ile kendilerini bütün medeniyete karşı bağlamış olmj.J lan ve semiayeye .sahip olmalandır. Bu sermaye ile Amerika fabrikalarımızı yapar, dışj* karşı da bizi ve hukukumuzu korur ve bizim dışa karşı ilerlememe gelişmemizi .sağlar, (Şehsuvaroğlu, 1950:24).
b- Ermeni Meselesi Nedir, Ermeniler Ne İstiyorlar, İttihat ve Terakki Ne Diyordu?
Ahmet Rıza Bey, Paris’te kaldığı süre içerisinde Ermeni komiteleri ile temasta bu- ^ lunmuştur. Ahmet Rıza Bey’e göre, Ermeniler İttihat ve Terakki Cemiyetinden memnun | değillerdi. Cemiyeti adeta rakip gibi görüyorlardı. Onlar özerklik istiyorlar, biz ise ge- ^ nel içinde ıslahat istiyorduk.estambul tours Biz ErmenUer de dâhil genelde Osmanlılann zulüm gör- | düklerini ilan ediyorduk. Ermeniler ise yalnız kendilerinin, o da Türkler tarafından zu- -lüm gördüklerini iddia ediyorlardı. Propagandalannda da çok yalan söylüyorlar ve abartıyorlardı.
Ahmet Rıza Bey’in İttihat ve Terakki Cemiyeti Umum Kâtibi’ne yazdığı 4 Temmuz 1331 tarihli mektubunda, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin siya.setini genel anlamda eleştirdikten sonra Ermeni me.selesine de değinmişti. Ahmet Rıza Bey e göre. Ermeni meselesi Avrupa’daki devletleri memnun etmeyecek ve savaş sonunda da bize yönelik verecekleri kararlannı oldukça kötü ve olumsuz etkileyeceğini yazmıştır. (Şehsuvaroğlu, 1950:16).
Türkçe Meşveret’te çıkan makalelerin tümüne bakarsak Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması sorunuyla ilgili olarak Batı devletlerinin müdahalesi, kapitülasyonlar ve Efmenilerin de ittifakım sağlamak suretiyle Ermeni sonmunun çözümü konularına ağırlık verildiği anlaşılıyor. Gerçekten de Meşveret’in dışındaki kaynaklardan öğrendiğimize göre, Ahmet Rıza Bey Ermeni Komiteleriyle bir anlaşmaya varmak için üstün gayretler sarf etmişti. Bu arada, Meşveret’in ikinci sayısındaki başmakale, bu konuyla ilgiliydi. Makalede, Ahmet Rıza Bey, Batı devletlerinden Ermeni somnunun çözümünün bir protokole bağlanması için sarf ettikleri gayretleri niçin 1876 Anayasası’nı tekrar yürürlüğe koymak için kullanmadıklarını soruyordu? Bu soru Batı devletlerinin müdahale-
sini sağlamak i(,iıı değil, aksine Batı devletlerinin Türkiye’ye yardım olacak müdalıale-lerden yekinmelerinin arkasında yatan siyasi emellerini açığa vurmak için soruyordu. Genel olarak, ilk çıkan sayılarından itibaren meşveret iç sorunların çözümü için dış kuvvetlere müracaat etmenin stıkıncaları üzerinde durmuştu (Mardin, 1983:145).
estambul tours Ahmet Rıza Hey kendi ifadesiyle: “Ecnebilerin mülkümüzde icra-yı hükümet değil işimize hariçten müdahale etmelerini bile namus ve haysiyet-i milliyeye bir ar .sayarız” (Mardin, 1983:145).
Ahmet Rıza Hey’in refoiTiı sözcüğüne çok da sempatik bakmadığım görüyoruz. Bunun da temel nedeni, Osmanlı da refomı denilince, ülkede yaşayan belirli bir uasura bağışlanan garanti ve ayrıcalık anlamında, reddetmesiydi. Ona göre, reform Osmanlı Im-paratorluğu’nun tümünü ilgilendiren bölünmez bir bütündü. 'Reform’ parçalayıcı anlamda kabul edildiği takdirde, Glastone ve Salisbury’nin hareketlerinin gösterdiği gibi bir ’ehl-i salip’ niteliğini alabilirdi (Mardin, 1983:145).
estambul tours Bu açıklamalarından Alımet Rıza Bey’in azınlıklar sonınuna hiç değer vermediği anlamı çıkarılmamalı diyen Mardin, tersine Ahmet Rıza Bey, hükümeti 'salah bir asayiş içinde tatlılıkla terakki ve temeddün’ yolunu tutmadığı için suçlandırıyordu. Ancak, tamamen objektif kalmak için, her şeye rağmen Meşveret’in tekliflerinde, Osmanlı birliğini sağlamak için bir tasfiye hareketinden çekinmemiş olacağını gösteren noktalara rastlamak mümkün olduğunu da itiraf etmek gerekir. Meşveret’te Batı’yı suçlayıcı makalelerin sayısı oldukça fazladır. Türkçe Meşveret’in sayılannm çoğunluğu, Ahmet Rıza Bey tarafından yazılan bir başmakaleyle başlıyordu. Makalede Doğu sorununun bir yönü üzerinde duruluyor, sorumluluğu padişah’a yükleniyor ve bu sorumluluk oldukça ağır bir dille beliıtiliyordu (Mardin,
Ahmet Rıza Bey’in İttihat ve Terakkinin bu iki önderi ile ilgili söyledikleri ise şeyledir: Ona göre, Enver Paşa oldukça yetenekli, namuslu, cesur bir askerdi. O şöhretli bir asker olmak peşindeydi. Trablusgarp Seferi, Hareket Ordusu ile İstanbul’a gelişi ve nihayet Türkistan'da Ruslarla vuruşarak şehit düşmesi her zaman şöhret peşinde koştuğunu gösterir. Mütarekeden sonra Almanya’ya firar eden Enver Paşa vatanı için orada da çok çalışmış ancak başanlı olamamıştı. Eğer başarılı olsaydı Napolyon derecesi alacaktı.
Ahmet Rıza Bey, Heyet-i Vükelâ ile arası açıldığında, Enver Paşa ile de bozuşmuş-tur. Ahmet Rıza Bey, Ayanda askerlerin sefaletinden şikâyet ettiği bir sırada Enver Paşa, Ahmet Rıza Bey’e hücum etmiş, iki ay sonra da Ahmet Rıza Bey’den özür dilemiştir.
Enver Paşa, Almanya’ya firarından önce İttihat ve Terakki Cemiyeti dağıldığı ve memleketin başında bir güç olmadığı için Ahmet Rıza Bey’den İttihat ve Terakki Cemi-yeti’nin başına geçmesini istemiştir. Ahmet Rıza Bey, Talat Paşa’ya verdiği cevabın aynısını Enver Paşa’ya da vermiştir (Şehsuvaroğlu, 1950:11).
Ahmet Rıza Bey, önceleri arasının iyi olduğu Tâlat Paşa ile ilişkileri Ayan Meclisinde yer almaya başladığı tarihten itibaren bozulmuştur. Ahmet Rıza Bey iki kez Tâlat Paşa’ya. yapılan işlerin doğru olmadığını anlatmış, ancak ciddiye alınmamıştı. Ahmet Rıza Bey, Ayan Meclisinde şiddetli eleştirilerini devam ettirince Tâlat Paşa:estambul tours sundu..