tours estambul ve islam savasları77

^^kvalan felâkete sürükler. Kanâat insanı zengin yapan ^
kullamlmayan zenginlik azdırır. Dünya aldatır, şehvet kandırır. Vta-set yıpratır, nefret çökertir.
21-Ahmaklık, dermanı bulunmayan bir dert, şifâsı olmayan bir hastalıktır. Kardeş olanların sevgisi, sebebi devam etmediği için kısa sürer, bir an gelir son bulur.
22-Ahmaklık, her şeyi fuzuliymiş gibi hiçe saymak ve câhil insanlarla arkadaşlık kurmaktır.
23-Akıl ve ilim, birbirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki kardeş gibidir.
24-Akıl insanın faziletidir.
25-Akıl ve ilim, birbirinden ayrılmayan ve zıt olmayan iki kardeş gibidir.
26-Akıl, mü’minin dostu; ilim veziri, sabır askerlerinin komutanı ve amel ise silâhıdır.
27-Akıl gurbette yakın bulmaktır; ahmaklık vatanda gurbete düşmektir.
28-Akıllı, sustuğu vakit tefekkür, konuştuğu vakit zikir eder, baktığı vakit de ibret alır.
29-Akıllı kimse, ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Câhil kimse, günâh işleyerek nefsin arzusuna uyandır.
30-Akıllı; alçak dünyadan el çeken, Cennet-i a’lâya göz dikendir.
31-Akıllı kimse, günâhlarım tevbe ile örtendir. Cömert, kötülük yapana iyilikle karşılık verendir.
32-Akıllı; şehvetten uzaklaşan, âhireti dünya ile değişmeyendir. Akıllı, yalnız ihtiyâcı kadar ve delille konuşur, sâdece âhiretinin ıslahı için çalışır. Akıllı, günâhlardan sakınır, ayıplardan uzak durur. Cömertlik günâhları siler, kalblere sevgi eker.
33-Akıllı kimse, ibâdetle, nefsin arzusuna karşı gelendir. Câhi kimse, günâh işleyerek nefsin arzusuna uyandır.
34-Akıllının zannı, câhilin yakininden daha doğrudur.
35-Akıllı kimse; dilini kötü söz ve gıybetten koruyan, mümi kalbini şek ve şüpheden temizleyendir.
36-Akıllı, iyiliklerini canlandıran, kötülüklerini öldürendir,
37-Akıllı, iyiliklerini canlandıran, kötülüklerini öldürendir
38-Âlim ölü olsa bile diridir, câhil diri olsa bile ölü.
39-Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi. ( âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi.
40-Âlim; sözü, işine uygun olandır. Âlim ilme doymaz.
eden câhil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir. Bu ^ jijii ona> ihtiyacından uzaklaşmaktan başka bir şey kazandırmaz, i*,/önellerin en faziletlisi, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmek ^^âlı işleyeni sevmemektir. Kim ki iyiliği emrederse, mü’minin i'’''0uhkemleştirmiş, sağlamlaştırmış olur. Kim de kötülüğü men ''.f ondan vazgeçirirse, münafığın burnunu yere sürtmüş olur.
(Kendisi) amel etmeksizin Allah yoluna çağıran kişi, oksuz .jbenzer-
Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende de varken baş-^ıjyıplamandır.
Az ilmi olup da onunla amel eden, çok ilmi olup da amel etkenden hayırlıdır.
Arifin, yüzü nûr ve tebessüm, kalbi korku ve hüzün doludur. ^7. Amel eden câhil kişi, yoldan başka yerde yürüyen gibidir. Bu jjjTİşü ona, ihtiyacından uzaklaşmaktan başka bir şey kazandırmaz. |8- Bilgin, kadrini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişi-(Akıllı, ameline dayanır, câhil, emeline dayanır. Bilgin, kalbiyle, Ij'le bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür. j9- Bilgin kişinin rütbesi, rütbelerin en yücesidir.
50-Bilgin kişinin bilgisinden dolayı şükrü, bilgisiyle amel et-Bİ m o bilgiyi, müstahak olana belletmesidir.
51-Birinin aleyhinde söylenen sözü dinleyen, o sözü söyleyen ir.
52-Bir kişiyi lâyığından fazla övmek riyâdır, dalkavukluktur;
I ^jından az övmekse ya dilsizlikten ileri gelir, ya hasetten.
j3-BabaIann dostluğu oğullan arasında soy sop birliği demektir.®^ 54- Bilgi, tükenmeyen bir hazinedir; akıl, eskimeyen, yıpran-m bir elbise.
J5- Ben konuşan Kur’ân’ım.
J6- Bin kere mazlum olmak; bir kere zalim olmaktan iyidir...
J7- Bu dünyanın başı keder, sonu ise fenadır. Helalinde mutlaka vermek var haramında ise ceza var. Zengin olan fitneye ma-^klır. Fakir olan üzüntüye karışır.
Bir memlekette gerçek âlimlerin sayısı ne kadar çoksa, o Cekette insanların şikayet ve mağduriyetleri o nisbette azdır. ö9- Başkasından gördüğün fena bir huyu hemen nefsinde ara ‘^dan kaç.
6o- Başa kakan, nefret ateşini körükler.
6ı- Babaların evlâtlarına bıraktıkları servetin en hayırlısı edeptir.
62-Cömertlik ve cesaret, şerefli maksatlar olup, Allahü Teâlâ bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsan eder.
63-Çok yemekle, anlayış ve zekâ bir arada bulunmaz.
64-Câhil; dayakla uslanmaz, nasihatlerden payını almaz.
65-Cimri, dünyada kendi nefsine cömert davranmaz, bütün malını mîrâsçılara vermeye râzı olur.
66-Cahiller çoğalınca bilginler garip olurlar.
67-Cihad cennetin kapılarından bir kapıdır.
68-Cömertlik ve cesâret, şerefli maksatlar olup, Allah-ü Teâlâ bunları sevdiği ve denediği kişilere ihsân eder.
69-Cahil dostum olacağına âlim düşmanım olsun.
70-Çocuklarınızı kendi çağınıza göre değil, onların çağma göre yetiştirin.
71-Dil yarası kılıç yarasından daha derin ve kalıcıdır.
72-Doğruluk, İslâm’ın direği, imânın desteğidir.
73-Dünya mü’minin hapishânesi, ölüm hediyesi. Cennet de varacağı yerdir.
74-Dünya kâfirin Cenneti, ölüm korkulu rü’yâsı. Cehennem de varacağı son duraktır.
75-Dilini kendisine buyruk sâhibi eden, diline geleni söyleyen, kendisine zarar verir.
76-Dünyanın bütün varlıkları gelip geçicidir. Tıpkı bir örümcek ağından farksızdır. Bir anda var olabilir bir anda yok olabilir.
77-Dünya; güzel, aldatıcı ve geçici bir serâb, çabuk yıkılan bir dayanaktır.
78-Dilediğin kimseye iyilik et onun emiri olursun, dilediğin kimseden iste onun esiri olursun. Dilediğin kimseden müstağni ol. Onun dengi olursun.
79-Dînin esâsı, emâneti yerine vermek, sözünde durmaktır.
80-Deneyimi az olan veya hiç olmayanlar erdemli ve ahlâklı olsalar da hataya düşmeleri daima mümkündür.
81-Dînin esâsı, emâneti yerine vermek, sözünde durmaktır.
82-Düşünce sâf bir aynadır. İbret almak korkutan bir öğütçü, başkasında görüp de hoşlanmadığın şeyden çekinmense edep olarak yeter sana.
83-En büyük düşman hilesi gizli olandır.
gri cetvelden doğru çıkmaz.
S^'fğrinin gölgesi de eğridir.
yalgını yitiren, en uzağı da yardımcı olarak bulamaz, '^^ğerhiç ölmemek istiyorsan arkanda eser bırak.
Emanetlerin en erdemlisi sözünde durmak, verdiğin sözü