estambul tours ve allah bilgileri77
sizlere bugün yazan estambul tours diyorki Âyet i kerimeyi Mekki’nin takdir ettiğine hamletmek evlâdır. Çünkü bu melekleri (Allah’a isyan etmekten) beri kılar. Onlardan günah pisliğini giderip lam mânâsıylc temizler. Allahü Tcâlâ’nın melekleri, temizdirler, onlar Allah katında kerimdirler, itaatkârdırlar. Allah’ın kendilerine emrettiği hususlarda Allah’a isyan etmezler diye vasfetmiş-lir.Meleklerin lümünUn masum olmadığını söyleyenler, İblis’in kıssasını veO’nun meleklerden olduğunu, meleklerin reisi olduğunu ve cennetin bekçilerinden bulunduğunu, daha bunlara benzer şeyleri zikrederler. Onlar diyorlar ki, AllahU Teâlâ:“Onu hatırla ki, meleklere: “— Âdem'e secde edin.” demiştik tün melekler secde etmişlerdi. Ancak İblis secde etmekten yüzçe^j^ kibirlendi ve kâfirlerden oldu" (612).
Şeytanın meleklerden olduğunu söyleyenler az bir zümredir. arasında bu hususta ittifak yoktur. Halta, bilginlerden çoğu şeytan» meleklerden olmasını nefyeder ve Âdem (aleyhisselâm)\n insanların^ bası olduğu gibi O’nun da cinlerin babası olduğunu ileri sürerin. B, görüş, Haşan, Katade ve İbn Zeyd’in görüşleridir.
Şehr b. Havşeb diyor ki; İblis, yeryüzünü ifsad ettikleri zamanut. leklerin yeryüzünden tardettikleri cin tâifesindendir. Kendi cinsindent^. mayandan başkasını istisna etmek Arapça’da câiz ve yaygındır. NitekİE Allahü Teâlâ İsa (aleyhisseiâm)\n öldürüldüğünü iddia edenleri yalaj. lamak için;
“Onların bu öldürme hâdisesine ait bir bilgileri yoktur. Ancak kın bir zan peşindedirler. Onu gerçekten öldürmemişlerdir" (613), buyun, yor.
Meleklerden bir zümre Allah’a isyan ettiler. Bunun üzerine onlar (et za olarak) yakıldılar. Adem (aleyhısselâm)a secde etmeleri için (birzûmtt) ernrolundu, secde etmekten kaçındılar ve (ceza olarak) yakıldılar.S» ra başkaları Adem’e .secde etmek için emrolundular, ta ki Allah’ınâk-rettiği tüm melekler secde etti. Ancak iblis secde etmedi, diye haberİHlia rivayet ettiklerinden hiçbirinin aslı yoktur. Onların hepsini sahih ola haberler reddediyor. Bununla meşgul olunmaması gerekir. Allah dahi iyi bilir.
Geçen kısımlarda zikretmiştik ki. Peygamberimiz (’sa/Mö/ıua/rA vesellem) ve diğer bütün peygamberler beşerdendir. Peygamber(saM lahu aleyhi vesellem)\n cesedi, bedeni beşer cesedinin aynıdır. Beşeriı» rine arız olması câiz olan âfetler, her türlü ruhsal değişiklikler, elemle, hastalıklar ve ölüm gibi hususların peygambere de gelmesi câizdir, Bıa-ların tümü Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) hakkında bir nol' .sanlık değildir. Çünkü bir şeye, kendi cinsinden daha tamam olaa't nevinden daha kemal sahibi olana nisbetle nok.san denir. GerçektenAl lahü Teâlâ şu mihnet ve meşakkat dârı olan dünya ehline, orada yi,» malarını, orada ölüp gömülmelerini ve oradan dirilip çıkarılmalııc-
BU BAB, DÜNYA İŞLERİNDEN....
takdir buyurmuştur. Allah (cclle celâlühu) beşeri, zamanın tesiri ite bozulma yolu üzere yaratmıştır. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), hastalandı, hastalıktan şikayette bulundu. Kendisine soğuk ve sıcak isabet etmiştir. Acıkmıştır, susamıştır. Kendisine gadab, korku gelmiştir. Acizlik, yorulmak ve meşakkate uğramıştır. Zayıflık ve ihtiyarlık isabet etmiştir bedenine. Hayvandan düşüp sağ tarafı soyuldu (614). Kâfirler vurup dişini kırdılar (615). Kendisine zehir içirildi, sihir yapıldı, (Hastalıktan) tedavi oldu. Başından kan aldırdı. (Hastalık için) okundu. (Nazardan) Allah'a sığındı. Sonra Rcsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ecelini tamamlayıp âhirete irtihal etti. Mihnet ve meşakkat darı olan dünyadan kurtulup Cennet-i alâya kavuştu. İşte bunlar beşerin öyle alâmetleridir ki, onlardan kurtulmak mümkün değildir.
Peygamber (aleyhisselâm)(im başka peygamberler bundan daha büyük musibetlere uğradılar. (Yahya (aleyhisselâm) gibi) bazıları boynu kesilerek öldürüldü. (İbrahim (aliyhisselâm) gibi de) ateşe atılan oldu. (Zekeriyya (aleyhisselâm) gibi) destere ile biçilip öldürülenler vardır. Peygamberlerden bazılarını bu gibi âfetlerden ve musibetlerden Allah bazt zamanlar korurdu. Peygamberlerden bazılarını ise Allah muhafaza buyurdu. (Tıpkı İ sa aleyhisselâm)] muhafaza buyurduğu gibi). Bunlardan sonra Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'] de Cenab-ı Hakk insanların şerrinden korumuştur. Allahü Teâlâ Uhud günü Peygamber (aleyhisselâm)], Ibn Kaime’nin tecavüzünden koruyup onun tecavüzünü önlemedi mi? Peygamber (aleyhisselâm)] Tâif halkından dönüşünde düşmanlarının gözünden gizlemedi mi? Rcsûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Sevr Dağı’ndaki mağaraya çıkışında o gün Allah Kureyş’in gözünü kör etti (de O’nun çıkışını göremediler). Allah peygamberinden. Cav-res'in kılıcını engelledi (616). Ebu Cehl’in peygambere alacak olduğu taştan O’nu korudu. (Peygamberimiz secdede iken Ebu Cehl ona laş atmak istedi. Taş, Ebu Cehl’in elinae (yapışıp) kaldı). Allah peygambe-
(614) İmam Buharı, Sahih. 10 Kilabıı'l l'./an' 128 liabun Ychyi bı'ı-Tckbırı hıync Ycscüdu'de £nfsb. Malık (r.a.)dan, İmam Muslini. S.ıhih 4 KılabU's-Saljl 19 li.ıbu hmamrİ-.SIc’mumi bı’l-Imami'de T7 (411) No.lu tnes b. Malık (r a.) dan İmam Ebu Ikuruil, Sılnoı Kı(abıl^-S.ılil Babu'l-Imamı Yuaalli mm Kuudm'dc Enes h Malık’ıScn İmanı \f\ui. Sünen Kılahu'l lnıamc: Ethmam bi'l lmam'da yine L'ııas lı. Malık (r a ) d.ın Ibn Mâıv. Sıınrn 5 Kilahü'l-kamrtı's-Saldl. (■U. Babu .Ma Cac fi Inncma Cuilc'l-lmamu li yU(cmmf bihi'de Enesb. Malık (r.a.) 1.18 No.lu h.ıdÎJi lahnc cimıyirrdir.
(6I5I tnıaın Buharı. Sahih. 56. Kilabü’l-Cdıad, «5 Babu I ubsi'l Bty/aıa, Sehlb. Sa'd'nn (r.a.) İmanı MOslînı, .Sahih. 32 Kiıabu'l-Cıh.ıd, .17, Babu Ga/vrii llhud'l.ı 101 (1790) No.lu hadisi SrhI h Sa'ıi (r a.) lian //«ı A/uıv. Sdnen. 31 KilahU'l Tıb 1.7 U.ıbu Uoau'l-Oraha'da 5cA/6. Sa’d (r.a.) lahriy cimiyıır. İmam Tırınizi, Sünen Ebvallı'l-Tcrsir Mm (cfsirı Sılrcıi Al i Imran'd.’i 3005 No.lu meıni 3006 No.lu meını ZViM'dcn (ahriç cımiylir.
(616) F’rygambrrımia alcyhiısclâm ağacı bol olan bir yerde konakladı. Kılıcını hır ajaea asarak. abacın gölgesinde uyudu. Bu sırada Gavres gelerek Peygambere (s.a.s ) kılıcrnı c'ckıi ve sem benden kim kurtarrr? dedi. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellerni, Allah korur buyururK'a. krlıcr dinden du»(U. (Muicrcirn).
rini Süraka’nın atından korudu. O’nu İbn Asam’ın sihrinden de muha faza etli. Bunun sihrinden zarar bakımından daha büyük olan Yahud, karısının zehirinden peygamberini muhafaza buyurdu.
İste böylece diğer peygamberlerinin bazılarına belâ ve musibet vaj Allah bazı peygamberlerini de belâ ve musibetten uzak kıldı. Allatı'u bazı peygamberlerine böyle belâ ve mus'bpt vermesi, hikmetinin lamaj, olması içindir ki, bu makamlarda peygamberlerin (belâ ve musibetleıt sabrettikleri için) şerefleri apaçık olsun; derecelerinin yükseldiği açıjj çıksın. Peygamber hakkmdaki hükmünü tamamlasın. Peygambtrlj. ri imtihan etmekle onların beşeriyyetlerini tahakkuk ettirsin.
Hıristiyanların İsa (aleyhisselâm)\n gösterdiği mucizeler sebebiyleu. pırtıkları gibi, peygamberlerden meydana çıkan beşer takatinin üsıliıı. deki mucizeleri sebebiyle sapıtmasınlar diye kıt anlayışlı olanlardai şüpheyi kaldırmak için (peygamberlere belâ ve musibet vermiştir).
Allah (celle celâlUhu) ümmetleri için teselli kaynağı olsun, kendiltn-ne ihsan ettiklerinin ecirleri çoğalsın diye bazı peygamberlerini belâ\t musibetlerle imtihan etmiştir.
Bazı ehl-i tahkik diyor ki: Peygamberlere gelen bu zikredilen âfâut değişiklikler, peygamberlerin, beşerî cisimlerine mahsustur ki,orisin leriyle beşere karışmak ve kendi cinsine benzemek için âdem oğluna la-rışarak zahmet ve meşakkatlara maruz kalmak için kendilerine verilir.
Peygamberlerin iç âlemleri ise, bu gibi âfet ve musibetlerden korunmuşlardır. Onların iç âlemleri, meleklerden vahiy ve haberleri almak için meleklerle ve mele-i a’lâ ile alâkadardır. Peygamber (aleyhısselmj buyuruyor ki:
—Benim gözlerim uyuyor, fakat kalbim uyumaz.
—Ben, (bütün yönü ile) sizin sıfatınız gibi değilim. Ben yaianm, Rılı-bim bana yedirir, bana içirir.
—Ben, unutmam; fakat bana uyulsun diye unutturulurum.
Bu hadîsler. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), iç âleminin ve ruhunun dış âlemi ve bedeninin aynı olmadığını, açlık, uyku ve uykusuzluk, bedeninin zayıflaması gibi dış âlemine ârız olan âfetlerin içâle-mine gelmediğini ve hiçbir tesir yapmadığını haber veriyor. Peygambeı olmayanlar, iç âlemlerindeki hükümde böyle değillerdir. Çünkü peygamberlerden başkası uyuduğu zaman, uyku onun dış ve iç âlemini kaplar. Be deni uyuduğu gibi, kalbi de uyur. Oysa ki Peygamber (aleyhisselkl uykuda iken bütün azalan uyur, fakat kalbi uyumaz. O’nun kalbi uyanık iken olduğu gibi, uykuda iken de Rabbisiyle beraberdir. Hatta ban hallerde varid olmuştur ki, kalbi uyumadığı için Peygamber (o/eyto lâm) uykuda iken abdesti bozacak şeylerden korunmuş idi. Nitekim t» hususu zikrettik. (Peygamber
Peygamber (aleyhisselöm) bu Imsuslarüa da başkasına benzemez. ÇUn-kıi ondan başkası açlıktan dolayı bedeni zayıflar, güç ve kuvvetlen düşer. Kendisinde bulunan bütün iyi haller yok olup gider. Peygamber (sallallahu aleyhi ve setlern}:
“Gerçekten ben .sizin sıfatınız gibi dcj^ilim. Ben uyurum, Kabbim beni yedirir, beni içirir.” sözü ile bize, bu hususların kendisine arız olmadığını. bünyesinin zayıflamadığını ve peygamber olmayanlar gibi olmadığını haber veriyor.
Kaadı lyaz diyor; Ehl-i tahkikin bazısının dediği gibi ben de derim ki. Peygamber (aleyhisselöm) acı duymak, yorulmak, hastalık, sihir ve öfkelenmek gibi hallerin tümünde iç âlemine halel verecek bir hal ârız olmamıştır. Dilinden, azalarından peygamber olmayanlardan başkasına ârız olduğu gibi, kendisine yaraşmayan hiçbir şey ârız olmamıştır. Bundan sonra onları açıklayacağız.
Peygamber (aleyhisselâm)a sihir yapıldığı sahih hadîsler ve haberlerde varid olmuştur. Nitekim hocam; Ebu Muhammed el-Allabıy, Hatim b.Muhammed, Ebu’l-Hasan Ali b.Halef, Muhammed b.Ahmed, Yusuf, (Muhammed b.İsmail) t’/-flw/joz/, Üheyd b.İsmail, Ebu Üsame, Hişam b. Urve, o da babasından, Hz. /dye’den rivayet etmiştir.
Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) diyor ki;
—Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)e sihir yapıldı. Hatta bir işi yapmadığı halde, kendisine yapmış gibi görünürdü.
Diğer bir rivayette ise şöyle varid olmuştur;
—Peygamber (aleyhisselöm)a sihir yapıldı. Hatta zevceleriyle yatmadığı halde, kendisine yattı gibi hayal olarak görünürdü... (617).
Sihirli olan kim.seye, iş böyle göründüğüne göre. Peygamber (aley-hissetâm) sihirli olduğu vakit O’nun hali nasıl olurdu?
Peygamber (aleyhisselöm) masum olduğu halde, ona sihir yapılması nasıl caiz olur?
Cevap:
Gerçekten bu hadîs-i şerif sahih olup, kendisinde, hiç şek ve şüphe yoktur. Bu hadîs-i şerife, dinsizler la’nettiler; akıllarının zayıflaması için onu vesile ittihaz ettiler. Kendileri gibi zayıf akıllı olanları din işlerinde şek ve şüpheye düşürmek için bu hadîs-i şerifi vasıta olarak kullandılar, Allahü Teâlâ Peygamber (aleyhisselöm)ı ve onun getirdiği dini şüphe ve şek verecek hususlardan beri kıldı.
Sihir ise, hastalıklardan bir hastalık olarak, Peygamber (aleyhısselvnf. nübüvvetine leke getirmeyecek, Müslümanlar tarafından vukuuittıfj* la caiz görülen diğer çeşitli hastalıklar gibi, Peygamber efendinıı« vaki olması câiz olan bir hastalıktır. Ama, hadîs-i şerifte varidolan;
“O’na bir şeyi yapmadığı halde, yapmış gibi görünürdü." sözündeki hal. Peygamber (sallatlahu aleyhi veseUem)\n pcygamberli vazifesini tebliğde, şeriatın ahkâmını ümmetine beyan etmektevtpn gamberin sadık olmasında şüphe getiren bir hal debidir. Çünkü butj, şeylerden Peygamber (aleyhisselâm)\n masum olduğuna pek çok (kg vardır. Bu husus hakkında icma-ı ümmet de vaki olmuştur.
Peygamber (sallatlahu aleyhi ve sellem) hakkında rivayet edilen b-hayal görme, öyle bir dünya işlerinde kendisine vaki olması caizde hususlardandır ki. Peygamber (aleyhisselâm) o işlerden dolayı gönık, rilmemiş ve o işlerden dolayı başkalan üzerine üstün kılınmamıştır Pn. gamber (sallatlahu aleyhi ve sellem) tüm hallerinde, beşer olan dıjj insanlar gibi, dünya işlerinde her türlü âfete hedef olabilir. İşböyleob ca, dünya işlerinden hakikati olmayan bir işin kendisine hayal olan! görülmesi, sonra bu perde kendisinden kalkıp olduğu gibi görünngs uzak değildir.
Bu mücmel olan sözü, diğer hadîste varid olan:
"Hatifi zevceleriyle cinsî münasebetle bulunmadığı halde, cins» na.sebette bulundu diye kendisine hayal olarak göründü.” sözü tefsire miştir. (Çünkü zevceleriyle yatması dünya işlerindendir).
Süfyan-ı Sevrî diyor ki: Peygamberimize yapılan bu sihir, sihirçtşr lerinin en şiddetlisi idi. Peygamber (aleyhisselâm)^ yapılan sihir hakkudı varid olan haberlerden hiçbir haber nakledilmemiştir ki. Peygamber (afcy hisselâm)\n bir işi yapmadığı halde, kendisine yapmış göründüğünü mi letsin. Kendisine gelen hususlar ancak hatırlama ve hayal etmede ibarettir. Hadîsten, Peygamber (aleyhisselâm)\n yapmadığı bir şeyi jıp mış gibi hayal ettiği, fakat bunun doğruluğuna inanmadığının murtl edildiği de rivayet edilir. Hal böyle olursa. Peygamber (ateyhissdânk. inandığının ve söylediğinin hepsi doğrudur.
İşte, bu hadîs-i şerif için, imamlarımızın verdiği cevaplardan bina muttali olduğumuz husus, onların sözlerine verdiğimiz tafsilât'tiş» tellerine yaptığımız ziyadelikle birlikte bu kadardır. Zikrolunanvtdb-lerden hepsi ikna edicidir. Fakat, hadîs-i şerifin yukarıdakitesiUehndB daha güzel ve sapık olanların eleştirilerinden daha uzak kalacal> dîs-i şerifin bizzat kendisinden aldığımız bir tevil vardır ki,odaşuâB'
Bu hadîs-i şerifi Abdürrezzak, tbn Müseyyeb ve Urve b.Zûbe)'^ rivayet ederek dedi ki: “— Beni Züreyk Yahudileri Resûlullah fsa/iM» aleyhi vesellemjc sihir yaptılar. Yaptıkları sihiri (Zervan) kuyusuna koyu-
lar. Hatta Peygamber (sallaUahu aleyhi vc sellem), (sihrin tesirinden) görmesini kaybediveriyordu. Sonra Allah Yahudilcrin yaptığını peygambere bildirdi. Bunun üzerine peygamber sihri kuyudan çıkardı.
Bunun benzeri, Vâkidî, Abdurrahman h.Kû'b, Ömer b.Hâkem'den rivayet edilmiştir.
Ala’â el-HorasanPden, Yahya b.Yamer'den rivayet edilmiştir:
Resûlullah (sallaUahu aleyhi ve sellem), Hz. Âişe’ye bir sene yanaşamadı. Peygamber (sallaUahu aleyhi vc sellem) uyurken kendisine iki melek (Cebrail ve Mikâil) geldi. Meleklerden biri başının yanında diğeri ise ayaklarının nezdinde olurdu.
Abdurrazzak diyor ki; Peygamber (sallaUahu aleyhi ve sellem) (Kendisine sihir yapıldıktan sonra) yalnız Hz. Âişe'ye yaklaşmaktan (diğerlerine değil) bir sene menolundu. Hatta az kaldı göremez oluyordu.
Muhammed b.Sad, /bn Abbas (radıyallahu anh)dan rivayet ediyor. Diyor ki;
Peygamber (sallaUahu aleyhi ve sellem) hastalandı. Bundan ötürü zevcelerinden, yeme ve içmeden kesildi. Bunun üzerine kendisine (adam suretinde) iki melek geldi... diyerek kıssayı zikretti.
Bu rivayetlerin taşıdığı mânâdan sana ayan beyan oldu ki, sihir ancak Peygamber (sallaUahu aleyhi ve sellem)\n dış âlemine ve azalarına tesir yapmıştır. Kalbine, aklına ve itikadına hiçbir etki ve tesir yapmamıştır. Sihir ancak Peygamberin (sallaUahu aleyhi ve sellem) görmesine, zevceleriyle temasta bulunmasına, yeme ve içmesine tesir etmiştir. Bedenini zayıflatmış, O’nu hastalandırmıştır.
Buna göre hadîsteki :