estambul tours ve insan ile din bilgisi33
evet arkadaslar en güzel bilgileri yazan estambul tours dediki Nemrudun ateşinin İbrâhîm aleyhisser ^ maması, Allahü teâlânın ateşe yakıcılık vermesi âdetini mez. Hâlbuki, aklın delîl ile edindiği bilgiye uymıyan olaymtöî^' mesi, bu bilgiye zarar verir.] Buna misâl olarak demişler ki adam biri, bir Pâdişâhın elçisi olduğunu söylemiş. Bana inanmıyorsam? bu mektûbumu sultâna götürün demiş. Mektûbda, (Senin elçin olduğum doğru ise, tahtından in, yerde otur!) demiş. Mektûbusultâna götürmüşler. Okuyunca, inip yere oturmuş. Görenler, bunun doğru söylediğine kesin olarak inanırlar. Bu inanış, bir şeyi estambul tours görüp, bundan görmediği başka şeyi anlamak ya’nî (Gâibi şâhide kıyâs etmek) gibi değildir. Çünki mu’cize, doğru sözlü olmağı kesinlikle bildirmekdedir. Mu’tezile mezhebine göre, yalancmm mu’cize göstermesi mümkin değildir.Sihr ve benzeri şeyler, ba’zı şeylerin sebeblerini yaparak, o şeylerin meydâna gelmelerini sağlamakdır. Ba’zan da mevcûd olmı-yan şeyi, varmış gibi göstermekdir ki, dışarda yok olduğu hâlde, vehmde ve hayâlde var görünür. Bunlar, hârika değildir.
[Hücre, canlılann, canlılık özelliğini taşıyarı en küçük parçasıdır ve cansızlardan aynlan başlıca karakterdir. İnsan vücûdu, ortalama 30 trilyon hücreden meydâna gelmiş muazzam bir fabrikadır. Hücre, ışık dalgalarından aldığı elektrikle çahşır.
Molekül, bir kimyâsal maddenin özelliğini taşıyan en küçük parçasıdır ve bir veyâ çok atomdan meydâna gelmışdir. Maddenin en küçük yapı taşı da atomdur. Moleküllerin büyüklüğü 3.3 x 10 gramdır. 10 milyar atom yan yana konsa, bir milimetre uzunluğunda olur. Atomun yan çapı 10^ cm’dir. Çekirdeğin yan çapı da 10 cm’dir. İnsanın büyüklüğü ise 10^ atom, güneş de 10“ insan kadardır.
Atom çekirdeği, nötron ve proton parçalarından meydâna gel-mişdir. Protonlar 1.67 x 10 “ gr., nötronlar ise 1.675 x 10 “ gram kadardır.
Elektronlar, atom çekirdeği etrâfmda sâniyede 100.000 km hız civârında dönerler. Bu hızla giden bir uçak, sâniyede dünyâyı 2 defa râhat râhat dolaşır.
Bu bilgiler, Allahü teâlânm var olduğunu, bir olduğunu ve kudretinin sonsuz olduğunu ve Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğunu açıkça göstermekdedir. Aklı ve insâfı olan, bunu hemen anlar. Nefsine, zevkine düşkün olan anlamak istemez Anlıvan dünyâda ve âhıretde râhat eder. Sonsuz se’âdete kavuşur Anlamı
yan, dünyâda rezîl ve seffl olur. Âhıretde de Cehennem ateşinde sonsuz olarak yanar.]
Burada (Bi’set)v, ya'nı Peygamber gönderilmesini ve bunun rl olduğunu bildireceğiz. İnsan, yaratılışında herşeyden ha-i5iîdir. Hâlbuki, insanın dışındaki mahlûklar o kadar çokdur Mlahdan başka kimse bilmez. Böyle olduğunu, (Müddessir) jiim otuzbirinci âyeti bildirmekdedir. Çocuk, (İdrâk) âletle-rile âlemleri anlamağa başlar. Mahlûklann her cinsine bir ilem) diyoruz. İnsanda ilk yaratılan idrâk âleti (Lems), dokun-ahâssasıdır. İnsan, bu hâssası ile, soğuğu, sıcağı, yaşı, kuruyu, «şağı, estambul tours katiyı ve benzerlerini idrâk eder, anlar. Lems hâssası '.İlklen, sesleri anlıyamaz. Bunları yok sanır. Sonra görme hâs-üsı yaratılır. Bununla, renkler, şekller anlaşılır. Bu âlem, ya’nî âımekle anlaşılan şeyler, lems âleminden, dahâ geniş, dahâ çoklu. Sonra, işitme hassası açılır. Bu his orgam ile sesler, nağme-«anlaşılır. Sonra (Zevk), ya’nî tat duyma hâssası yaratıhr. Son-Uoku alma hassası yaratılır. Böylece (His âlemi)ni tamtan beş “ygu kuvveti temâmlanır. Yedi yaşına doğru (Temyiz) kuvveti Wılır. Bununla, his kuvvetleri ile zuılaşılamıyan şeyler anlaşı-bi w'ı kuvvetleri ile idrâk olunan, anlaşılan şeyleri
^birlerinden ayırır. Dahâ sonra akl yaratıhr. Akl, temyiz kuvve-âe aynimış, başka başka oldukları, fâideli, zararlı, iyi, fenâ ol-^an anlaşılan şeylerden, lâzım, câiz, mümkin, muhal ya’nî imkansız olanları ayırır. Akl, temyiz ve his kuvvetlerinin anlıyama-% şeyleri anlar. Allahü teâlâ, ba’zı seçdiği kullarında, akldan l^nra başka bir kuvvet dahâ yaratır. Bununla, aklın bilemediği, Anlamadığı şeyler ve ilerde olacak şeyler anlaşılır. Buna (Nübüv-'«<) ya’nî peygamberlik kuvveti denir. Temyîz kuvveti, akl ile anrılan şeyleri anhyamadığı için, bunlara inanmıyor. Akl da, peygamberlik kuvveti ile anlaşılan şeyleri anhyamadığı için, bunların ''ar olduklarına inanmıyor, inkâr ediyor. Anlamadığını inkâr et-•bek, aniamamanm, bilmemenin ifâdesi oluyor. Bunun gibi, kör olarak dünyâya gelen kimse, renkleri, şeklleri hiç işitmese, bun-'an bilmez. Varlıklarına inanmaz. Allahü teâlâ. Nübüvvet kuvvesinin de bulunduğunu kullarına bildirmek için, bu kuvvetin benzeri olarak, insanlarda rü’yâyı yaratdı. İnsan ilerde olacak şeyi,
açıkça veyâ (Alem-i misâl)deki şekli ile ba’zı rü’yâda eörm Rü’yâyı bilmeyen birine, (İnsan ölü gibi baygın düşüp düSün7'*“ hislerinin hepsi gidince, aklın ermediği, gayb olan şeyleri görüvJ\ denilse, inanmaz. Böyle şeyin olamıyacağını isbâta kalkışarak (b san etrâfmı his kuvvetleri ile anlıyor. Bu kuvvetler bozulursa bir şey idrâk edemiyor. Hele hiç işlemedikleri zemân, hiçbirşeyi anlı-yamaz) der. Böyle bozuk mantık yürütür. Akl ile bilinen şeyleri his kuvvetleri anlıyamadıklan gibi. Nübüvvet kuvveti ile bilinen şeyle-ri akl anlıyamıyor.
Peygamberlik kuvvetinin bulunduğunda şübhesi olanlar, bunun mümkin olmasında veyâ mümkin ise de, vâki’ olmasında şübhe ediyorlar. Bunun mevcûd ve vâki’ olması, mümkin olduğunu göstermekdedir. Bunun mevcûd olduğunu da, Peygamberlerin, akhn ermediği bilgileri haber vermeleri göstermekdedir. Akl ile, hesâb ile, tecribe ile anlaşılamıyan bu bilgiler, ancak AUahü teâlânm (İlhâm) etmesi ile, ya’nî Peygamberlik kuvveti ile Mİa-şılmışdır. Peygamberlik kuvvetinin bundan başka özellikleri de vardır. Bir özelliğinin benzeri olan rü’yâ, insanlarda bulunduğu için, biz de, misâl olarak bunu bildirdik. Başka özelliklen, tesav-vuf yolunda çalışanlarda zevk yolu ile hâsıl olur. Bildirdiğimiz bu özellik de, peygamberliğe inandırmak için vesika olarak yetişir. İmâm-ı Muhammed Gazâlî de, (El-münkız-ü anid-dalâl) kitâbın-da peygamberliğe inandırmak için, vesîka olarak bu özelliği yaz-mışdır.
